Araç-Amaç

Kelime-i şehâdet’ten sonra, “İslâm”ın ikinci şartı Mirâc'dır!

Kelime-i şehâdet ile, “Allâh”ın varlığına, Tekliğine, Ahadiyetine, O’nun dışında başka bir varlık olmadığına şehâdet ettin, tasdik ettin ya; işte bu tasdikin neticesi olarak da “Mi’râc” yapıp Allâh’a ermek durumundasın!..

Onun için de İslâm’ın ikinci şartı “Mi’râc”tır.

Burada şunu diyebilirsiniz; “Biz İslâm’ın ikinci şartı olarak namazı biliriz... Nereden çıktı mi’râc?..”

Doğru bilirsiniz! Ama, o namazda “mi’râc” olmalıdır; ve dahi namaz, “mi’râc”dır!

Çünkü Hz. Rasûlullâh buyuruyor ki:

“Namaz, müminin mi’râcıdır.”

Böyle olduğuna göre, demek ki gaye, hedef; şuurda mi’râc, bedensel namaz ise araç!

Öyleyse ikinci şartı neymiş “İslâm”ın?

Mi’râc!..

İsterseniz burada bir tespit yapıp; İslâm’ın şartlarının araçlarına göre sıralamasından söz edelim;

1. Kelime-i şehâdet,

2. Namaz,

3. Oruç,

4. Hac,

5. Zekât.

Şimdi de bu beş zâhirî aracın gayesi olarak hedeflenen beş bâtınî amacı sıralayalım:

1. “Kelime-i şehâdetin getirisi: ALLÂH'ı bilmek,

2. “Namazın getirisi: “Mi’râc”... ALLÂH'a ermek,

3. “Oruçun getirisi: ALLÂH'da “yok”luğunu fark ederek yaşamak (fenâfillâh),

4. “Haccın getirisi: Maarifi Billâh edinmek (BakâBillâh),

5. “Zekâtın getirisi: Hakk’tan eline geleni insanlarla paylaşmak.

Evet, genellikle gözden kaçan çok önemli bir hususa da böylece dikkatinizi çekmek istiyorum...

Hz. Rasûlullâh (aleyhisselâm)’ın açıkladığı “Din”de, sistem ve düzen gereği olarak bize teklif edilen ve ibadet adı altında toplanan birtakım çalışmalar söz konusudur...

Ancak biliriz ki, her yapılan çalışmanın bir amacı, bir hedefi vardır!.. “Niçin bunu yapıyoruz?” sorusu, amacın ne olduğunu sorgular...

Her amacın da bir aracı vardır!

Araç, amaç içindir!

İslâm Dini gereği olarak bize teklif edilen çalışmalar, -kesinlikle farkında olmak zorundayız ki- araçlardır!

İslâm’ın şartları olarak bildirilen araçlar; “İman esasları olarak bildirilen hedefleri kavrama ve gereğini yaşayarak ölüm ötesi yaşama hazırlanma amaçları içindir!

Ancak ne var ki, toplumlar, hedef saptırılması yüzünden, araçları amaç edinmişler; amaçları gözden kaybetmişler; araçlarla beyinlerini ve kavrayışlarını bloke edip ötesine geçememişlerdir!

Hemen burada aklımıza Yunus Emre’nin dizeleri geldi:

Hakikat bir denizdir, şeriat onda gemi;

Çokları gemiden denize dalmadılar!..”

Yani, araçta takılıp kaldılar, amaca ulaşmadılar!

 

84 / 98

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!