Yeryüzünde yaşayan tüm canlıların, gerek dış dünyalarında ve gerekse de iç dünyalarında karşılaştıkları her olayın “ALLÂH TAKDİRİ” ile meydana geldiği İslâm Dini’nin Kutsal Kitabı KUR’ÂN-I KERÎM’DE apaçık bir biçimde ve kesin bir dille açıklanır...

İşte Hadiyd Sûresi 22 ve 23. âyetlerinin anlamı:

ARZDA (bedeninizde dış dünyanızda) VE NEFSLERİNİZDE (iç dünyanızda) SİZE İSÂBET EDEN HİÇBİR MUSÎBET YOKTUR Kİ, BİZİM ONU YARATMAMIZDAN ÖNCE, BİR KİTAPTA (ilim boyutunda oluşmuş) OLMASIN! MUHAKKAK Kİ BU ALLÂH ÜZERİNE ÇOK KOLAYDIR! (Bunu bildiriyoruz) Kİ ELİNİZDEN KAÇANA ÜZÜLMEYESİNİZ VE SİZE VERDİĞİ İLE DE SEVİNİP ŞIMARMAYASINIZ! ALLÂH ÇOK ÖVÜNEN KİBİRLİ HİÇBİR KİMSEYİ SEVMEZ!” (57.Hadiyd: 22-23)

KUR’ÂN böylesine yalın ve kesin bir dille her şeyin “TAKDİR” olduğunu vurgularken...

Rasûlullâh (aleyhisselâm)şimdi nakledeceğimiz açıklamalarında görüleceği gibi, net bir biçimde “kader”in “TAKDİR” olduğunu beyan ederken; basîret sahibi bir insan nasıl “KADER” olayını inkâr eder, oldukça hayret verici bir husustur!

Bu konuda bilgilenmek isteyen Hz. Ömer radıyallâhu anh, bir gün Rasûlullâh Efendimizle otururken soruyor;

Yâ Rasûlullâh, yapmakta olduğumuz işin, şu anda oluşmakta olan, yani bir işin başlangıç hâli mi, yoksa önceden tamamlanmış, takdir olmuş bir iş mi olduğu hususunda ne buyuruyorsun?..

Burada Hz. Ömer’in sormak istediği husus şu:

Yani biz, önceden hakkımızda takdir edilmiş olan, yazılmış, olmuş bitmiş bir işi mi yapmaktayız; yoksa, şu anda işler oluşup geliyor... Bizim hakkımızda böyle bir takdir yok; kendi bağımsız irademizle kendi gücümüzle, kendi varlığımızla mı bir şeyler meydana getiriyoruz?..

Rasûlullâh (aleyhisselâm) cevap veriyor;

“Ey, Hattaboğlu önceden tamamlanmış olan bir işin üzerinesin!..”

“Herkes kolaylıkla başaracaktır!.. Ne var ki, saadet ehli olan saadet işine çalışacak, şekavet ehlinden olan da şekavete yönelik fiiller meydana getirecektir!”

Şimdi bakın burada vurgulanan husus apaçık!..

Bu beyan ile şu anda yapılagelmekte olan bütün işlerin önceden yazılmış, takdir edilmiş ve hatta oluşmuş olaylar olduğu açıklanmaktadır...

Kim açıklıyor?..

Dini bize tebliğ eden Hz. Rasûlullâh (aleyhisselâm)...

Öyle ise bu kesin gerçeğe karşı çıkan biri, direkt olarak Dini tebliğ eden Rasûlullâha karşı çıkmış olacaktır!

Hz. Rasûlullâh (aleyhisselâm)’ın “Kader”le ilgili açıklamalarını “İNSAN VE SIRLARI” isimli kitabımızın “Kader” bölümünde geniş bir biçimde sizlere naklettik.

Ayrıca, “Kader konusunun “Dua” ile bağlantısı, “duanın kaderi değiştirip değiştirmeyeceği” hususlarına da “DUA VE ZİKİR” isimli kitabımızda yer verdik.

Bu iki kitaptaki iki bölüm; yani “İNSAN VE SIRLARI” kitabındaki Kadere İman bölümüyle, “DUA VE ZİKİR” kitabındaki Kader ve Dua bölümü, birbirini bütünleyen iki önemli bölümdür.

Şimdi konulara yeterince açıklama getirmek üzere bazı hadislere daha değinelim.

Ebu Hureyre’nin nakline göre Hz. Rasûlullâh şöyle buyurmuştur;

“HER BİRİNDE HAYIR OLMAKLA BİRLİKTE ALLÂH’A GÖRE KUVVETLİ MÜMİN, ZAYIF MÜMİNDEN DAHA SEVİMLİ VE HAYIRLIDIR.”

“SANA YARARLI OLAN ŞEYLER ÜZERİNDE HIRSLA ÇALIŞ. ALLÂH’TAN YARDIM İSTE VE ACZE DÜŞME.”

“EĞER SANA BİR OLAY İSÂBET EDERSE; BU HOŞUNA GİTMEYEN OLAY DOLAYISIYLA, ‘KEŞKE BEN BÖYLE YAPMASAYDIM, BÖYLE OLURDU!’ DEME...

‘ALLÂH BÖYLE TAKDİR ETMİŞ O DİLEDİĞİNİ YAPAR’ DE... ZİRA KEŞKE KAVRAMI ŞEYTAN AMELİNE YOL AÇAR.”

61 / 98

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!