Tüm bunların içinde senin yerin ne ki; sen tutup, “benlik” davası güdüp;
“Ben dilediğimi yaparım, ben kendime böyle bir yön veririm, ben kendime şöyle yön veririm; Allâh böyle istemiş ama benim de kendime göre iradem var, gücüm var, ben de böyle yaparım” diyebiliyorsun!!?
Bu gibi sözlerin bil ki, Allâh’ın hakikate erdirdiği kullarında, hoş bir tebessüm meydana getirir sadece!..
İslâm’ın şartı beştir, altıncısı da haddini bilmektir; derler ya!
Bil ki edep, haddini bilmektir!..
İlmi olmayan, haddini bilemez! İlim haddini bilmeyi getirir!
O’dur ilim ki, Allâh indînde “tüm âlemlerin bir hiç olduğunu” sana idrak ettirir!..
Evet, Allâh indînde kâinat bir “hiç”tir!
Ne demiş;
“İNDÎ SÂNİ’DE BÜTÜN MAHLÛKAT BİR NOKTADIR, O NOKTA DA, BİR NÜKTEDİR!”
İndî Sâni’de, yani sonsuz sayıda varlıkları meydana getirenin indînde, o varlıkların tümü bir “nokta” hükmündedir...
Ve o “nokta” da, bir “nükte”dir!..
“Nüktedir”in mânâsına başlarda dokunduk biraz, buraya bağlantısını ârif olan yapar elbette!
Evet, Allâh her ortam için, o ortamın ehlini meydana getirmiştir...
Nitekim Hz. Rasûlullâh (aleyhisselâm) açıklıyor ki;
“ALLÂH CEHENNEMİ YARATMIŞ VE ONUN İÇİN EHLİNİ MEYDANA GETİRMİŞ; CENNETİ DE HALKETMİŞ ONUN İÇİN DE EHLİNİ MEYDANA GETİRMİŞTİR.”
Bu açıklamayı iyi anla dostum...
Şimdi sen, eğer cennet için yaratılmış, meydana getirilmişsen, cennet ehli olmak üzere var edilmişsen, sana cennete gitmenin yolları kolay gelecek; cennete doğru adım atmak sana kolay gelecek; cennet ehlinin fiillerini meydana getirmek sana kolay gelecek; o fiiller senden meydana gelecek ve neticede sen cennete ulaşacaksın!..
Yok eğer, cehennem ehli olarak tarif edilen kişilerden olmak üzere meydana gelmişsen, bu takdirde seni oraya sevkedici fiiller davranışlar sana hoş gelecek; sana zevk verecek; onları ortaya koymak sana kolaylaşacak; böylece de sen kendini azaba sokacak olan fiilleri kolaylıkla yapacak, yaşayacak ve bu senden meydana gelen fiiller neticesinde de paşa paşa o azap ortamında yerini alacaksın!..
Dolayısıyla şimdi kendi hâline bir bak!..
Eğer şu anda senden, seni azaba sokacak olan fiiller meydana geliyorsa; şu anda öldüğün takdirde, seni azap bekliyor.
Yok eğer şu anda senden, seni huzura, saadete, mutluluğa, cennete sevk edecek fiiller meydana geliyorsa, bu takdirde, şu anda ölürsen sen bir cennet ehli olarak, bu dünyadan geçip gidersin.
Sakın, beni niçin böyle yarattın, deme gafletine düşme!..
Çünkü, böyle denebilecek bir muhatabın yok!
Nitekim bunu Hz. Rasûlullâh da çok güzel vurguluyor...
“ALLÂH CENNET İÇİN BİR BÖLÜK YARATTI, CEHENNEM İÇİN BİR BÖLÜK YARATTI.”
Nitekim başka bir hadîs-î şerîf’te de şöyle buyuruyor:
“KUL, DÖRT ESASA İMAN ETMEDİKÇE, ALLÂH’A İMAN ETMİŞ OLMAZ:
- TANRININ OLMADIĞINA, SADECE ALLÂH’IN MEVCUT OLDUĞUNA;
- BENİM ALLÂH RASÛLÜ OLUP, HAK İLE GÖNDERİLDİĞİME;
- ÖLÜMÜ TATMANIN MUTLAK OLDUĞUNA VE ÖLDÜKTEN SONRA YAŞAMIN DEVAM EDECEĞİNE;
- KADERE MUTLAKA İMAN ETMESİ GEREKTİĞİNE.”
Yani, “bir kişi ALLÂH’a ve Rasûlüne ve bildirdiklerine iman etmedikçe mümin olmaz” buyuruyor Hz. Rasûlullâh (aleyhisselâm)...
Yine buyuruyor ki Hz. Rasûlullâh...
“ALLÂH HER NEFSİ YARATMIŞ, ONUN HAYATINI, RIZKINI VE KARŞILAŞACAKLARINI TAKDİR ETMİŞTİR.”