Sistem, “İslâm”dır!
Gelmiş geçmiş tek bir din vardır o da Hz. Muhammed (aleyhisselâm)’ın yaşadığı devirde ilk defa bildirmiş olduğu İslâm’dır, değil!.. Bu yanlıştır! Burada bir yanlış anlama söz konusu…
İsa (aleyhisselâm)’ın, Musa (aleyhisselâm)’ın, İbrahim (aleyhisselâm)’ın devirlerinde tebliğ edilen din de “İslâm”dır!
Peki öyle ise İslâm nedir?
Bu konuyu ileride değişik yanlarıyla ele alacağız; ancak şimdi de sırası gelmişken biraz inceleyelim...
İslâm, Allâh'a teslim olma sistemidir!
Yani varlığın üzerinde mutlak mutasarrıf, hâkim, yönetici, varlığın sahibi “Allâh”tır; her şey O’na teslim olmuş olarak mevcuttur anlayışı!
Bu anlayış hangi devirde kimden gelirse gelsin, o tek gerçek dindir.
Yani, İslâm diye günümüze özgü ya da Hz. Muhammed (aleyhisselâm)’ın getirmiş olduğu bir dini anlamayalım.
“KESİNLİKLE ALLÂH İNDÎNDE DİN İSLÂM’DIR!..” (3.Âl-u İmran: 19)
Yani, Din denen olayın aslı; varlığın, Mâlik’el Mülk olan ALLÂH'ın hükmü, iradesi, kudreti ve tasarrufu altında olduğu gerçeğinin fark edilmesidir...
Bu anlayışı getirmiştir Hz. İbrahim (aleyhisselâm), Hz. Nuh (aleyhisselâm), Hz. İsa (aleyhisselâm), Hz. Musa (aleyhisselâm)... Hepsi de bu Dini, bu esası getirmiştir!
Hepsi de demiştir ki;
“Bu dünya fânidir, geçicidir. Sahip olduğunuzu sandığınız her şey bu madde dünyasında kalacaktır... Siz Allâh'a ve ölüm ötesi yaşam boyutuna yalnız ve hiçbir şeyinizi götüremeden geçeceksiniz. Ona göre hazırlanın.”
Bütün Allâh Nebi ve Rasûllerinin dediği istisnasız budur!
Bu yüzdendir ki İslâm Dini denen Din, Allâh'a teslim olma dinidir; yani inancıdır; anlayışıdır!
Biz “İslâm Dini” deyince, sadece Hz. Muhammed (aleyhisselâm)’ın getirdiği “Din” zannediyoruz; ki bu yanlıştır!..
İşin ve Kurân’ın özüne vâkıf olmayışımızdan ileri gelmektedir bu hata! Bu konuya ileride “İSLÂM” bölümünde tekrar geleceğiz...