Sunu
Günümüzde dünya üzerinde pek çok çevrede âdeta “şekilcilik dini” hâline sokulmuş İslâm’ın düşünsel temelini anlatan bir kitabı, çağımızın düşünme yetisine sahip kesimine sunmak zorunlu oldu bize...
Zira düşünen beyinlerce bazı çok önemli soruların cevabı aranmaktadır...
Niçin iman?.. Nereye kadar akıl?.. Nerede iman?..
Bazı gelişmemiş beyinlerde ise bu düşünce hiç yoktur; onlara göre akıl gereksizdir, sadece iman yeterlidir... Elbette onlar da başlarındakini bu kadar değerlendirmektedirler...
Düşünebilen beyinler, Kur’ân-ı Kerîm’i anlamak istediklerinde çok önemli işaretlerle ve uyarılarla muhatap olmaktadırlar...
İşte bir örnek... Nisâ’ Sûresi 136. âyetin başı:
“YA EYYÜHELLEZİYNE AMENÛ, AMİNU BİLLÂHİ...”
“EY İMAN EDENLER, İMAN EDİN...” ??????
LÜTFEN DİKKAT EDİNİZ!..
Herhangi bir Kur’ân meâlindeki gibi, “ALLÂH’A İMAN EDİN” diye çevirip olayı GEÇİŞTİRMİYORUM!..
Zira bu âyetin anlamı, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çok önemli sırlarından birini oluşturmaktadır...
Önce şu hususa dikkat ediniz...
Burada iman etmeleri istenen kişiler, “İMAN EHLİ” olanlardır!..
Kur’ân-ı Kerîm’de çeşitli gruplara hitaplar yapılır...
“Ya eyyühen nâs - Ey insanlar”…
“Ya eyyühel kâfirun - Ey gerçeği örtenler”…
“Ya eyyühel münâfikun - Ey ikiyüzlüler”…
Ve bunlar gibi...
Ancak yukarıdaki âyeti kerîmede bu hitap, dikkat ediniz “İMAN ETMİŞLERE”dir!..
Ve dahi, MÜMİNLERİN “İMAN ETMELERİ” istenmektedir!..
Neye?..
“BİLLÂHİ” denerek “ALLÂH”a!..
Esasen kişi ancak “ALLÂH’A”, “RASÛLÜNE” ve “KİTABINA” iman ettikten sonra “MÜMİN” olma özelliğine kavuşur!.. Bunları kabul etmeyen birinin “MÜMİN” olma özelliğinden zaten söz etmek mümkün olmaz...
Nitekim yukarıda görüldüğü gibi hitap edilen kişiler “İMAN EDENLER” diye tanımlandığına göre, elbette ki “ALLÂH’A”, “RASÛLÜNE” ve kendilerine o an’a kadar gelmiş olan âyetlere inanıyorlardı...
Durum böyle olunca, üzerinde durulması gerekli olan çok önemli husus, işte burada karşımıza çıkmaktadır!.. Şöyle ki...
Niçin, “İMAN EHLİNDEN” iman etmeleri istenmektedir “AMİNU BİLLÂHİ” uyarısıyla?..
İşte KURÂN’IN SIRRI, TASAVVUFUN ÖZÜ ve TEMELİ bu sorunun cevabındadır!..
Bu kitapta size önce, “Nereye kadar akıl, nereden sonra ve niçin iman?” sorularının cevaplarını anlatmaya çalışacak; sonra “Nelere, nasıl iman?” hakkında düşüncelerimizi özetlemeye gayret edecek; bu arada da “İMAN EHLİNDEN” istenen ve bir üst anlayış olan “İMAN”dan söz etmeye çalışacağız...
Tasavvufta “HAKİKAT MERTEBESİ” ismiyle işaret edilen bu anlayışa “İMAN” etmek, inşâAllâh nasip olur!..
“ALLÂH” bizlere “HAKİKAT”i görmeyi, idrak etmeyi, yaşamayı ve HAZMETMEYİ kolaylaştırmış olsun!..
AHMED HULÛSİ