Evet, din bunu söylüyor!
Öyle ise dinde esas mesele, “iman” edilen konularda yapılması gereken çalışmalardır... Yani, imandan öte, esas olay, inancın sonucu olan ameldir, yani fiillerdir...
Zira, sadece “iman ettim” demek yeterli olmayıp; önemli olan, o imana dayalı hususlarda belli fiilleri ortaya koymaktır!
Âyeti kerîmede ne deniyor:
“ŞÜPHESİZ Kİ ALLÂH, İMAN EDİP İMANIN GEREĞİNİ UYGULAYANLARI, ALTLARINDAN NEHİRLER AKAN CENNETLERE DÂHİL EDER...” (22.Hac: 14)
“İNSAN İÇİN YALNIZCA ÇALIŞMALARININ (kendisinden açığa çıkanların) SONUCU OLUŞACAKTIR!” (53.Necm: 39)
İnsan daima kendisinden çıkan fiillerin sonuçlarıyla karşılaşacaktır!
Her aşamada yaptıklarının neticeleri, bir sonraki aşamada o kişi için otomatik olarak oluşmaktadır...
İşte, ölüm ötesi yaşamda otomatik gelişmelerin olmasının sebebi de budur!.. Yaptıklarının neticeleriyle karşılaşma olayı!..
Öyle ise, bir insan, hangi mertebede olursa olsun; neleri bilirse bilsin; neleri hissederse hissetsin; neleri yaşarsa yaşasın; yapması gereken çalışmalar yönünden geri kalması hâlinde, gelecekteki güzelliklere de erişme yönünden geri kalacak demektir.
“Ben şu mertebeye geldim; ben şu idraka şu seviyeye geldim; ben şöyle kendimi hissediyorum; öyle ise artık benim namaz kılmama gerek yok; öyle ise benim oruç tutmama gerek yok; öyle ise benim birtakım çalışmalar yapmama gerek yok; zikir yapmama gerek yok!.. Mâdemki benim varlığım Allâh’ın varlığı; ben Allâh’ı mı zikredeceğim, ben kendimi mi zikredeceğim; kimi zikredeceğim? Nedir bu olay?” gibi düşünceler tamamen şeytanî - cinnî ilhamların neticesi olarak oluşur ve kişiyi ikileme düşürür.
Nasıl ki İblis, Âdem’i cennet yaşamında iltibasa (ikileme) düşürdü; aynı şekilde Dünya’da da insana bu tür görüşler ilham ederek, onu belli çalışmaları yapmaktan geri bıraktırır! Kişi yapılması gerekli çalışmalardan ne nispette geri kaldıysa, o çalışmaların karşılığı olan hâllerden ve ortamdan da geri kalır!..
Kesin kuraldır bu!..
Çünkü senden meydana gelmeyen çalışmanın neticesi de asla senin için geçerli olmayacaktır...
Ayağını bir adım ileri attın mı, bir adım ileri gidersin; iki adım ileri attın mı, iki adım ileri gidersin! Çünkü ilâhî sistem, nizam, düzen, bu esas üzerine kurulmuştur...