Kurân’ı ‘OKU’mak demek, alıp eline sadece satırları okumak demek değildir!..

O cümlelerde, sûrelerde, âyetlerde işaret edilen mânâları kavramak, hissetmek ve gerektiği şekilde yaşamak demektir... Kendinde bu mânâları bulacaksın; bulduğun zaman Kurân’ın ahlâkıyla ahlâklanmış olacaksın!..

“Kur’ân böyle diyor, ben böyle yapayım demekle”, oluşmaz Kurân’ın ahlâkıyla ahlâklanmak...

“Kurân’ın ahlâkıyla ahlâklanmak” demek, Kurân’da ifade edilenleri kendi özünde bulabilmek; kendini o âyetlerde işaret edilen boyutlarda hissetmek ve yaşamakla mümkün olur.

Bunu ne derece kendinde kemâle erdirebilirsen, işte o derece İlâhî Kitabı okumak durumuna gelirsin.

Ama bazı kişiler de lütfu ilâhî sonucu, önce İlâhî Kitabı okuma yolundan gitmişler; bunun neticesi olarak da beşerî boyutta değerlendirilmek üzere beşerî kitapları, yani Rabbanî kitapları okumuşlardır.

Tabii burada üstünde durulması gereken nokta şu…

Hz. Rasûlullâh (aleyhisselâm) bu kitaba vâkıftı, fakat okuyamıyordu; “Okumuşlardan değilim” dedi! Ancak sonuçta Rabbinin lütfu ile o kitaptan kelimeleri, satırları, cümleleri bize ulaştırmaya başladı...

Niye?..

Âyeti kerîmede:

“IKRA’ BİSMİ RABBİKELLEZİY HALAK;

HALEKAL’İNSANE MİN ‘ALAK;

IKRA’ VE RABBÜKEL’EKREM;

ELLEZİY ‘ALLEME BİLKALEM;

ALLEMEL’İNSANE MA LEM YA’LEM...” (96.‘Alak: 1-5) deniyor...

Yani, okuma işinin “Rubûbiyet” boyutundan olduğunu ve Rabbanî lütuf ile meydana geldiğini izah ediyor bu âyetler.

Konuyu ağırlaştırıp detaylandırmamak için bu RABBANÎ ve İLÂHÎ kavramlarına girmiyorum... Ancak isteyenler bu detayı “İNSAN ve SIRLARI” isimli kitabımızda bulabilirler...

Burada bizim için önemli olan nokta, Rabbanî kitapların, ilâhî hakikatlere eriştirecek hükümlerinden yararlanmak suretiyle ilâhî kitaba yönelme şansımızın olmasıdır...

İlâhî Kitabı yani Ümmül Kitabı okumaya çalışacağız!.. İlâhî kitap; Efâl âleminin yani fiillerin oluştuğu boyutun tümüdür! Çünkü bu kitabın her satırı, bir ismi ilâhînin mazharı olarak zuhur etmektedir.

Meleklere iman, varlığın aslı ve orijinini tanımaya açılan kapıdır...

“OKU” hitabıyla işaret edilen yüce ve muazzam Kitap da, o meleklerin varlığı ile oluşmuş kitaptır!.. Sanki yazının mürekkebi, şekilleri meleklerdir.

Bu İlâhî Kitabın harfleri meleklerdir; âyetleri, sûreleri meleklerdir!

Kitap, Esmâ-i ilâhîdir; yani Allâh isimleridir; yani Allâh’ın kendinde seyretmeyi dilediği mânâlardır, özelliklerdir!..

Ancak bu ne kadar böyle olursa olsun, unutulmaması gereken bir âyet vardır:

“FE İNNALLÂHE ĞANİYYÜN ANİL ALEMİYN!”…

“Muhakkak ki Allâh âlemlerden Ğaniyy’dir!” (3.Âl-u İmran: 97)

Yani bütün bu mânâları ortaya koymasına rağmen, bu mânâlarla kayda girmekten münezzehtir, berîdir!

Tüm mânâları ihtiva eden oluşları “yok”tan varlığıyla oluşturan Allâh bu anlamlarla kayıtlanmaktan ve bu anlamlarla sınırlanıp tavsif edilmekten de münezzehtir, ötedir!..

Buna göre şunu asla kafamızdan çıkarmayalım;

ALLÂH”, Rabb-ül Âlemîndir, ancak, âlemlerden Ğaniyy’dir!..

44 / 98

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!