“Allâh”ın “AHAD” olşunu şayet iyice idrak edersek, görürüz ki -basîretle-, bir Allâh, bir de yanı sıra kâinat gibi, iki ayrı yapı mevcut değildir!

Yani bir “Allâh” var, bir de âlemler mevcut, değil!..

Başka bir deyişle, bir içinde yaşadığımız âlemler, kâinat mevcut; bir de bunların ötesinde, bunlardan ayrı, bunların dışında bir “Tanrı” mevcut anlayışı, tümüyle bâtıldır!..

Hz. MUHAMMED’in açıkladığı “ALLÂH” bir TANRI değildir!..

Hz. MUHAMMED’in açıkladığı “ALLÂH”, AHAD’dır!..

Hz. MUHAMMED’in açıkladığı “ALLÂH”, sonsuz mânâlara sahip olup, her an bunları seyir hâlindedir!..

İSLÂM’ın “Tevhid” inancı, yani Hz. Muhammed’in açıkladığı inanç sistemi, TAPILACAK TANRI OLMADIĞI; ALLÂH’ın AHAD olduğu vedolayısıyla bir TANRI’nın mevcut olmadığı; insanların, bütün yaşamları boyunca kendilerinden meydana gelecek fiillerin neticelerine katlanacağı esasına dayanır!..

Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’in çeşitli âyetlerinde hep, insanın bilfiil kendi çalışmalarının, yaptıklarının karşılığını alacağı şöyle vurgulanır:

İnsan için yalnızca çalışmalarının (kendisinden açığa çıkanların) sonucu oluşacaktır! (53.Necm: 39)

“Yaptıklarınızın sonucundan başka bir şey yaşamazsınız!” (37.Sâffât: 39)

“O süreçte hiçbir nefse en ufak bir şey zulmedilmez... Yaptıklarınızdan başkası ile cezalandırılmazsınız (yaptıklarınızın sonuçlarını yaşarsınız)!” (36.Yâsiyn: 54)

“Her birinin, yaptığı amellerinden (oluşan) dereceleri vardır. Tâ ki onlar, haksızlığa uğratılmaksızın amellerinin karşılığını tam görsünler.” (46.Ahkaf: 19)

“Bu süreçte her nefs yaptıklarının getirisiyle karşılık bulur (yaptıklarının sonucunu yaşar)! Bu süreçte haksızlık yoktur! Muhakkak ki Allâh, Seriy’ul Hisab’dır (anında yapılanın sonucunu yaşatmaya başlayandır).” (40.Mu’min: 17)

Yukarıdaki âyetlerde de görüldüğü üzere, insan dünyada yaptığı çalışmalarının karşılığını göreceğine göre, acil olarak ilk yapması gereken şey ölüm ötesi yaşamın ne olduğunu araştırmak ve “Allâh”ın ne olduğunu idrak etmektir...

Hz. Muhammed (aleyhisselâm)’a “Allâh nedir?” diye soranlara, cevap “Allâh” tarafından bizzat veriliyor, Kur’ân-ı Kerîm’de İhlâs Sûresi’nde:

“De ki, O ALLÂH AHAD’dır;

ALLÂH SAMED’dir;

LEM YELİD ve LEM YÛLED’dir;

ve LEM YEKÜN LEHÛ KÜFÜVEN EHAD’dır!..”

“Hz. Muhammed’in açıkladığı Allâh”ın ne olduğunu açıklayan bu sûrede öncelikle, kelimelerin geniş mânâsı üzerinde duralım... Ve sonra da bu mânâların getirmekte olduğu sonuçlar üzerinde düşünmeye başlayalım...

“ALLÂH AHAD”dır... Yani, sınırsız, sonsuz, cüzlere ve zerrelere bölünmesi söz konusu olmayan TEK’tir...

Şimdi bu tanımlamayı iyi düşünelim!..

Cüzlere, zerrelere bölünüp parçalanması mümkün olmayan “AHAD”, ya sonlu sınırlı bir tektir, ki bu takdirde evrenin herhangi bir yerinde oturmaktadır (!); ya da sonsuz, sınırsız cüzlere ayrılmaz TEK’tir, ki bu takdirde de ancak ve sadece, tekrar ediyorum ancak ve sadece “KENDİSİ” mevcuttur!..

“AHAD” olan “ALLÂH”ın dışında herhangi bir varlığın mevcudiyetini ileri sürmek önce akıl ve mantığa, sonra da izan ve insafa sığmaz!..

Düşünelim...

Şayet Allâh’tan ayrı, Allâh’ın dışında bir varlık var ise... Bu varlık ile Allâh arasındaki sınır nerededir?.. Bu sınırı nerede çizeceksiniz?..

Ya varlık; mevcut, sınırsız sonsuz TEK’tir, ikinci bir varlık yoktur!..

12 / 56

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!