Bu sebeple de, kendisinin bir noktada bitip, o noktadan sonra ikinci bir varlığın başlamasından söz edilemez!..
Bu yüzden de “ALLÂH”ı meydana getiren, DOĞURAN, ikinci bir varlıktan bahsedilemez, böyle bir şey düşünülemez!..
İşte, “LEM YÛLED” uyarısının bize anlatmak istediği, anlayışımız kadarıyla budur...
Geldik bu tarif metnindeki son uyarıya...
“LEM YEKÜN LEHÛ KÜFÜVEN EHAD”
“O’nun dengi, misli, mikro ya da makro benzeri mevcut değildir, AHAD’dır.”
Burada şu âyeti de hatırlayalım:
“...LEYSE KEMİSLİHİ ŞEY’A...” (42.Şûrâ: 11)
“İster mikro, ister makro planda O’nun misli olabilecek hiçbir şey mevcut değildir.”
Bu arada, konuya vukufu olmayanların düşecekleri bir hatayı önleme amacıyla, şu hususu da belirtmeden geçmeyelim...
Kur’ân-ı Kerîm’de çeşitli yerlerde “İlâhımız”, “İlâhınız” gibi ifadeler geçmekte; ancak akabinde de “İLÂH”ın, “ALLÂH” olduğu vurgulanmaktadır...
Peki bu duruma göre, “ALLÂH”ın, bir “ilâh” yani “tanrı” olduğu ileri sürülemez mi?
Sürülemez!..
Bu gibi tanımlamalar, “ilâh”a yani “tanrı”ya tapanlara yapılan açıklamalardır.
Yani onlara denilmektedir ki;
“Sizin, İLÂH sandığınız, TANRI dediğiniz şey mevcut değildir; gerçekte var olan SADECE “ALLÂH”tır!.. Sizin ve bizim ‘İlâh’ımız hep aynı ve tektir... Ve dahi, O da ALLÂH’tır...”
Evet, bu açıklamalardan gaye, o kişilerin belirli bir “tanrı” varsayımından kurtulup, “ALLÂH”ı idrak etmeye çalışmalarıdır...
Şimdi, elimizi vicdanımıza koyarak düşünelim...
Varlığına iman ettiğimiz, ya da inanmadığımız, ancak her iki hâlde de “ALLÂH” adını verdiğimiz Tanrı ile; burada tarif edilen Hz. Muhammed’in açıkladığı “ALLÂH” aynı mıdır?
Hz. Muhammed’in açıkladığı “ALLÂH” için “Tanrı” kelimesi kullanılabilir mi, ya da “tanrılık” mefhumu kabul edilebilir mi?.. Düşünülebilir mi?!.
Yani gerçekte, dün - bugün - yarın var olan ve sonsuza dek var olmakta devam edecek olan “BÂKΔ, “VECH”tir.
“VECH”in perdesi olan yegâne şey ise, o şeye ait olan “İSİM”dir... Ki o isim, sonradan “VECH”in bir mânâsı üzerine konmuş bir perdedir... Perdenin ardındaki varlık ve onu meydana getiren mânâlar ise “ALLÂH” isimlerinden varlıklarını alırlar...
Sonuç olarak şunu kesinlikle bilelim ki...
Kur’ân-ı Kerîm’de ve Hz. Muhammed’in açıkladığı “ALLÂH” kavramında, ötede ya da ötende, yani senin dışında bir tanrı kavramından söz edilmeyip; sadece kendisi var olan sonsuz-SINIRSIZ “TEK” fark ettirilmeye çalışılmaktadır...