Fiilin taklidi aynı sonucu oluşturur; ama ANLAYIŞIN TAKLİDİ OLMAZ!
“Fâkih” yani “anlayışlı olmak”, ALLÂH lütfudur. Böylece kişi mukallit olmaktan çıkar.
Fıkıh kuralları ezberlemek, “fâkih” olmak demek asla değildir!
Ezbercilik, teyp icat olalı değerini yitirmiştir!
“Din” bize “OKU”nası olarak bildirilmiştir ki, içinde yaşadığın sistem ve düzeni fark edesin; daha önemlisi “KENDİNİ TANI”yasın! Hakikatindeki hazineyi keşfedesin; ve sonunda ismi ALLÂH olanı holografik gerçeklik esasına göre tanıyıp, evrendeki yerini bilesin...
Bunu anlamamış olanlar, hayatlarında bir kere bile “İHLÂS” okumamışlardır; yüz bin kere çekseler dahi!..
“Çok namaz kılan vardır yanına yorgunluktan başka şey kalmaz; çok oruç tutan vardır açlıktan başka kârı olmaz” şeklindeki Rasûlullâh uyarısını iyi düşünelim.
Allâh Rasûlü; Kurân’ı anlayalım ve üzerinde tefekkür edelim diye bize bildirmiştir. Tâ ki, yaşamımızda attığımız adımları “Sünnetullâh”a uygun atalım! Saç-sakal-kılık-kıyafet dedikodusuyla, gıybetiyle vakit geçirip, insan yargılamalarıyla ömür harcayalım diye Rasûl gelmemiştir!
İsmi “ALLÂH” olan yanı sıra tanrı ve tanrılık kavramı yoktur (Lâ İLÂHE İllâ ALLÂH); diye giriş yapılan “DİN” anlayışı nedir?..
Bunu sorgulayıp anlamaya çalışmayanlar ve ömrünü taklitle tüketenler,hazineyi OKUyamamanın sonuçlarını büyük hüsran ve sükûtuhayalle ödeyeceklerdir!..
Ne çare ki sistemde geçmişi TELÂFİ kavramı da yoktur!
Not: Kişisel değerlendirmemdir, kimseyi bağlamaz! Dileyen paylaşır dileyen paylaşmaz. Kimileri de çıkarlarına uymadığı için kafa karıştırdığımızı ileri sürerek, “düşündürüyorsun, yasaklanmalısın” deyip okunmamızı yasaklar.