-
Beynin, Allâh irade ve kudretinin açığa çıkış merkezidir! İnan, güven ve şüphe duymadan uygula. Göreceksin ki başarmışsın.
-
Kur’ân, tanrısına tapınarak avunana, hakikati olan “Allâh” esmâsını fark edip, gereğini yaşaması için gelmiştir. Bunu düşünenen yok mu hâlâ?
-
İçinde yaşadığın toplum seni programlayıp, güderken; hangi özgürlükten ne kadar söz edebilirsin!
-
Allâh gibi seyredemeyip yorum katarak seyreden gâfildir!
-
Namaz, toplu ya da bireysel tapınma ya da yatıp kalkmak mı? Namaz, yaşanılası bir eylemdir.
-
Et beyinli sanma kendini; o, derûnu olan kuantum potansiyeli itibarıyla, Allâh esmâsına Câmi’dir!
-
Oruç, kişinin kendi sorunudur. Bunu uygular veya uygulamaz, sonucunu kendi yaşar! Zorlama, ısrar dinde yoktur; aksi, kişiyi münafık eder!
-
Gününü bedeninin keyfi için tüketenler yanı sıra, esmâ hakikatlerinin farkındalığını geliştirmek için değerlendiren İNSANlar da yaşar aramızda!
-
Tapınmak, ötendeki bir tanrıya anlamını bilmediğin kelime ve fiillerle yönelmektir. İbadet, eyleminin anlamını bilmek ve yaşamaktır.
-
Rüyada olduğu gibi, gündüz dahi beyninde oluşan hologram dünyasında yaşayan, bunu fark edemezken; nasıl Rabbinin tasarrufunu fark etsin!
-
Dünyandaki çok önemli değişiklikler çoğu zaman hiç önemsemediğin ufak olaylarla başlar. Hiçbir şey küçümsenmemeli! Her oluşum bir basamak.
-
Kurân’da yazılanlardan haberi olmayanlar “mümin”; teslimiyetinin farkında olmayanlar “müslüman” olduklarını söylüyorlar! Ne enteresan!
-
Yalan, gıybet, iftira boyunu aşmış, “müslümanım, oruçluyum” diyor; kendinin hâlâ öyle olduğunu sanıyor; “hoca” zannediliyor! İşte âhir zaman…
-
Allâh bize, Rasûlullâh (sav)’in bildirdiği gerçekleri kavramayı ve o gerçeklere göre yaşamayı kolaylaştırsın; birbirimizle uğraşmak yerine!
-
Allâh’ın beyin derûnunda bahşettiği muhteşem özellikleri fark etmeden sırf bedenmiş gibi yaşayanlar 39. Zümer Sûresi: 53’ü okuyun; kapı açık!
-
Yaptığının nedenini bilmeden, zannın üzere karşındakini suçlama; sebebini sorgula ki sonradan pişman olup üzülmeyesin.
-
Üzülmene veya sıkılmana neden olan her şeyin kaynağı, değer yargılarındır. Onlardan arınmadığın, yorumsuz seyretmediğin sürece; yakacak olaylar!
-
Kurân’a göre; her nefs (bilinç) ölümü (bedensiz kalmayı) tadacak, şuurlu olarak mezarına konacak; sorgu meleklerine cevap verecektir. Hazır mıyız?
-
Nasibi olmayanın bahanesi çok olur! Sanır ki şundan bundan dolayı olmadı.
-
Düşünenlerin de düşünemeyenlerin de en büyük sorunu, “Allâh” adıyla neye işaret edildiğini fark edememiş olmalarıdır.
-
Besmele, “İSMİ Allâh” diye başlıyor ve baştaki “B” ile de O’nu ancak nefsinin hakikatinde bulacağına işaret ediyor. Tasavvuf bunu öğretir.
-
Şirk, Allâh yanı sıra BEN de varım, deyip; benliğini, fiilinin yaratıcısı görmektir. Âyet: “Sizi de yapageldiklerinizi de Allâh yarattı” (37:96)
-
Kurân’a kadar bütün Nebi ve Rasûller Allâh’a imana davet ederken, Hz. Muhammed “B” sırrıyla imana davet etmiştir. Muhteşem fark budur, (4:136)!
-
Hz. Ali: “Kurân’ın sırrı Fâtiha’da; Fâtiha’nın sırrı Besmele’de; Besmele’nin sırrı da ‘B’ harfindedir!” Tasavvuf ve Allâh’a yakîn ilmi budur.
-
Yarın belki de bir kazada bedenle ilişkin kesildiğinde tüm kavga ettiklerinden kopacak, dünyanda onlarla kavgana devam edeceksin rüya benzeri…