-
Geç anlamak kaçırdıklarını fark ettikçe yakar insanı. Hele ölümü tadıp bedensiz kalınca, gerçekle karşılaşılınca. İşte esas facia, ateş bu!
-
Geç olmadan fırsatları değerlendirmek, yitirmeden elimizdekileri değerlendirmek için işimizi çevremizi sevdiklerimizi yeniden değerlendirsek!
-
“İNSAN” olmanın ilk şartı çevrendekilere KARŞILIKSIZ bir şeyler verebilmektir. Velî, “karşı” görmeyendir! Bir anlayabilsek!
-
“Halife” renksizdir, kabının sûretine göre renk alır. Renk sûretten kaynaklanır. Allâh renksizdir, beşerî kavram ve kabullerden berîdir.
-
İlim, benliğini ve dünyasını tanıtır. AŞK ise benliğini eriterek Allâh’a erdirir.
-
İstasyonda oturmuşlar gelip geçen trenleri seyredip eleştiriyorlarmış. Oysa oturdukları istasyon da bir başka trenin katarına yüklü yoldaymış.
-
Sistemde sanma her şey nedensellikle ilim kapsamında! Kudretin hiçbir nedenselliğe dayanmayan çıkışları da vardır! Potansiyel, kayıt tanımaz!
-
Suriye konusu soğumak bir yana hayli ısınıp patlayacak görünüyor. Allâh selâmet vere civardakilere.
-
Kalbinde aşk olmayan yok, ne var ki aşkın varlığını hissetmeyen çok!
-
Aşk, özünden gelir, yüzünü gösterenin özüne gider! Göstermişse yüzünü, elde değildir sevmemek! Artık Aşk’ın mahkûmusundur!
-
Sende gafletle bakışı yaşatıyorsa, “senden sana sığınırım” diye yakar! Yakartan da O’dur gene, ayıktırmak için. Yok başka kapı sığınacağın.
-
“Herkes elleriyle yaptıklarının getirisini yaşar” hükmü; beynindeki bilgi tabanının an içindeki sentezinin sonucunu yaşar, demektir. Arındır!
-
Şu an yaşadıkların üstlerine etiketlediğin değer yargılarınla beyin bilgi tabanına kaydoluyor. Sonuçlarını sonsuza dek yaşatacak. Anla bunu!
-
“Düşünüyorum” dediğinde gerçekten düşündüğünü sanıyorsan, gerçekten en azından bilim cahilisin! Artı din cahilisin! Düşünüyorum fikri, sanı! Beynin, önceki bilgi girdilerine göre sentezini oluşturup an içinde “çıktı” veriyor; farkındalık alanında, “düşünüyorum” dedirtiyor! Beynin bilgi tabanına dayalı olarak “sen"i yaratıyor; “ben” dedirtiyor. Ben, diyen kendini var sanıyor! Beynin hakikati, dinde “RAB” adında! Beynin derinliklerine özelliklerine giremeyen onu et beyin sanıp, anlattığımızı asla anlamaz. Oysa reel gerçek budur. Ya ilim öğren ya da iman!
-
İnsanların çok büyük bölümü en kapsamlı anlamıyla “alışveriş” için yaşar; aşka, karşılıksız verme gibi kavramlara uzak durur. Öyle işte! Ben kimim, nasıl varım, aslım ne, ölüm sonrası yaşam varsa nasıldır, ne olacağım sorularını ancak “insan” olma istidadı olanlar sorabilir. Hakikatini keşfetme, keşfettiğini yaşamak uğruna gururundan geçebilme tutkusunun adı “AŞK”tır. Yalnızca “insan”dan açığa çıkan bir özelliktir. Aşk yaşamayandan “kurb”(Allâh adıyla işaret edilene yakîn hâli) açığa çıkmaz. Dünyasında oyalanır durur!
-
Zekâ had tanımaz, pişmanlık yaşar. Akıl haddini bilir, yanmaz. Haddini bilmeyenin pişmanlıkları hiç bitmez. Zekâyı kullanan benlik kısa vadede kazançlı gözükse de uzun vadede çok şey yitirecektir.
-
Allâh’ın yücelttiğinin önünde duran ezilmeye mahkûmdur. Allâh’ın düşürdüğünü tutan da onun kaderini yaşar.
-
Eleştirinin küfüre dönüştüğü yer, insanlığın düştüğü yerdir. Zavallılığın başladığı yerdir.
-
Kimi kültürler küfür üretir, kimi kültürler özür diletir.
-
Konuşanı dinle, edebini, terbiyesini seyret. Kişinin dili, terbiyesinin aynasıdır.
-
Savaş, kavga hayvan içgüdüsünden; sevgi aşk insanlık hasletindendir.
-
Sendeki beyin öyle bir taban ki, 7 milyarda aynı, fakat yüklenen bilgisi itibarıyla 7 milyar farklı özgün yapı açığa çıkarıyor. Yedi milyar farklı kompozisyon oluşturan beyninin değerini anlamaya çalış ve ondaki bu muhteşem kapasiteyi değerlendir. Sonradan pişman olma!
-
Din, sana beynindeki muhteşem kapasiteyi hatırlatarak onu değerlendirmek suretiyle kulluğunun hakkını verebilmen için bildirilmiş. İşin başı beynindeki muhteşem kapasiteye iman etmektir. Sonrası ise değerlendirme çalışmalarına geçmektir. Sana senden başkası yaşatamaz!
-
“Kâinatın aynasıyım”daki “bana eğilsin melekler”in doğrusu “bana eğilmiş melekler” olmalıydı. Kur’ân, meleklerin insana secde ettiğini söyler.
-
Kıyamet alâmetinin bir habercisi de Kur’ân okumamış insanların Kur’ân bilenleri eleştirmeye kalkması, Kurân’dan habersizlerin din konuşmalarıdır.