-
Herkesin Allâh’ın yaptıklarını beğenmeme ve eleştirme hakları vardır. Karşılığı mı? Allâh’tan uzak düşmek!
-
Ego, kabulleri doğrultusunda beğenmeyip protesto ettikleriyle yaşayarak Allâh’tan uzak düşer. Sûfi, kabullerinden arınmışlıkla yaşamı öğrenir.
-
Oruç, rızadır. Oruç, her an razı olmaktır Allâh’tan, her sûrette dilediğini yapan olarak. Oruç, rızaya ermek içindir. Velî, daimî oruçludur.
-
TR’de gıdalarda şeker adı altında mısır şurubu saklanıyor. Gıda Bakanlığı halk sağlığı düşmanı değilse, bildirim zorunluluğu getirmeli. ABD’de gıdalardaki şeker CİNSİ bildirilir. Bir çok beyin hastalığına yol açan mısır şurubunun genleri değiştirdiği Kaliforniya Üniversitesi tarafından ispatlandı. Beyin ve gen sağlığınız için mısır şurubu (high fructose) kullanılan sıvı ve katı gıdaları asla kullanmayın. Aldığınızın içindeki şekeri sorgulayın.
-
Benim ismen tavsiye ettiğim kişilerin dışındakilerin bağlamalı oruç tutması tavsiye olunmaz. Her türlü sağlık sorunları olan tutmamalı. Bağlamalı oruç ancak belli bir zihinsel arınma ve çok sağlıklı bedeni olanlara gelişme getirir. Aksi hâlde sıkıntı oluşturur. Bugünün yaşam şartlarında herkesin heves edip yapabileceği şey değildir bağlamalı oruç. Onun yerine, her gece tesbih namazı önerilir.
-
Zikirden zarar görmüş sağlıklı beyin yoktur. Ancak ehlinden tavsiye alınmadan tutulan bağlamalı orucu maddi/manevî zayıf bünyeler kaldıramaz. Sûfilik; heves, o yapıyor ben de yapayım, işi değildir. Bir deneyim bakayım, hiç değil! Uzun soluklu maddi manevî arınma sürecidir. Yıllar alan… İnsan olmak için beşerî engellerden arınma, uzun soluklu mücahede gerektirir. Böylesi binde bir çıkar. Herkese tavsiye, bir ay normal oruçtur.
-
Soru: Herkesin bağlamalı oruç tutması gerekli değilse niçin bunu açtınız? Hiçbir mücahede olmadan vahdet ezberiyle uçanlar, lafla eremez! Sûfilik, zihinsel ve bedensel arınma işidir. Tasavvufî ezberle tatmin olanlar bunun getirisi olmayacağını anlamalılar. Geçmiştekileri araştırın.
-
Yaşamı dil/damak, alt tarafınının zevki, keyfi için geçenlerin dillerinden düşmeyen Allâh Rabbim lafları, mekrin seslenişidir. Yaşam, imana aynadır.
-
Ramazan ayını yaşayıp da Kurân’ı baştan sona bir kere okumamış olan çok büyük kayıptadır. Oruçlu olan bu okuyuşla bazı inceliklere erer.
-
Cenneti de cehennemi de âhireti de beynindeki kabullere GÖRE yaşayacaksın! Bunu iyi anlayalım!
-
Sen Kâbe’ne erememişsen, O’nda kendini hissedememişsen, Kâbe sana ne versin!
-
Kur’ân sana inzâl olmuyorsa, baktığın sayfalar sana ne verebilir ki! “OKU”mak için bütün kalbinle Allâh’a açıl ve hitabını işit ki OKUYASIN!
-
Ramazan süreci; kendini dünyasız, bedensiz, cinsiyetsiz melekî özelliklerinle hissedebilmen içindir. Oruç da bu nedenle önerilmiştir.
-
Kurân’ı anlamak için tek bir âyeti okuyarak hüküm verilmez. Kurân’ın genel ruhu, mesajı ve o âyetin konusuyla ilgili tüm âyetlere bakılır.
-
Kurân’ın, vahyin, meleklerin uzaydan Dünya’ya insana indiğini kabul eden anlayış dindeki en büyük sapmadır. Allâh, uzaydan Dünya semâsına inmez gecenin son üçte birinde! Bu işaret yollu anlatımdır. İnsanın hakikatinden, özünden bilincine iniştir. Dünya semâsı, bilinç dünyaNdır! Gecenin son üçte biri, varlığının yokluğunu kavradığın, varlığının görülmez olduğu süreçtir. Velînin tüm yaşamı bâtında gecenin son üçte birindedir. Zâhirinde ise gündüzü yaşarmış.
-
Ey Rabbülâlemin, onlar dünyalığa ve bedensel zevklere yöneldikçe sen nimetlerini arttırdın. Bunun MEKR olduğunu fark etmediler. Daha da daldılar. MEKR odur ki, sen dünyalığa ve bedenselliğe daldıkça sana olan nimet artar, doğru yolda olduğunu sanırken, yer ayağının altından kayar!
-
Hak söz, Hakk’ın seslenişidir söyleyenden. Duymaya kulak yetmez, duyacak vicdan gerektir!
-
İnna lehu lehafizun; “Kesinlikle onu hıfzedecek/koruyacak biziz.” Unutkanlığa deva olabilir mi bu? Üçyüz, beşyüz kere okusak Hicr:9’u.
-
Dünya’da hazımlı olmayı öğrenmek için varsın. Hazım ile RIZA yaşanır. Hazmı olmayan isyan olarak kusar içindekini! İsyanın kokusu hoş değil! Karşılaştığın, yaşadığın olaylar, senin hazım sınavındır. İman sınavındır. Ya egon taşar hazımsızlıktan ya da imanın devreye girer, hazmettirir.
-
Yaşadığın her şey, yaşaman zorunlu olandır. Yaşamama şansın yoktu. Keşkeye yer yok. İsyan, içindeki ateştir ki yalnızca seni yakar. İman et! Yaşadıklarını Allâh’tan değil karşısındakinden bilen kimse, o kadar çok şeyi inkâr pozisyonuna girmektedir ki, bunun sonucu sürekli yanmaktır.
-
Hayatınızın kolaylaşmasını istiyorsanız insanlara hayatı kolaylaştırın. Karşılaştıklarınız, sizden çıkanların sonucudur genellikle. Size saldırıyorlarsa gücünüzden korktukları içindir. Hoş görmek olgun insanın, intikâm ilkel insanın hasletidir.
-
Oruçlu kişi kendinin beden ötesi bir varlık olduğunu çok daha iyi hisseder. Bu hissediş içindeki duaları ise, hakikatindeki kuvveyi tetikler. Beden ötesi varlık olduğunu insana hissettiren ve ne olduğuna pencere açan oruçtan daha etkili hiçbir şey yoktur. Oruç, hakikatine kapıdır.
-
İlmini hazmedip yaşadığının göstergesi, karşındakilerin davranışları veya olaylar anındaki ilk hissiyatındır; tepkin bile değil!
-
Kurân’daki “İNNA/kesinlikle BİZ” ifadesi asla birime DIŞSALLIKTAN müdahele olarak olmayıp, derûnundan, içselliğinden açığa çıkıştır. Birimin hakikati olan Allâh esmâsının birimin özünden zâhirine çıkışı olan eylemlerin tanımlaması, Kurân’da “BİZ” diye ifade edilmiştir.
-
Allâh herkesin gerçek niyetini, neyi niye yaptığını bilir; onun sözüne davranışına göre değil, niyetine göre yargılar.