-
Yaşamındaki olaylar sana aynadır. O aynada kendini, haddini, ne olduğunu seyredersin. Sözünle özün arasındaki fark sana gösterilir.
-
Öylesine âşıktı ki aşkı laflamaya, vakit bulamadı aşk yaşamaya! Benliği/egosu elvermedi aşk yaşamak için Aşk’a teslim olmaya, avundu lafıyla!
-
Takdir odur ki, herkes sonunda, yaratılış amacına uygun olanlarla bir arada yaşayacaktır, hasbelkader farklı ortamlarda bulunsa da!
-
Kavgan varsa bil ki EGOnun kurbanısın. Egosunun esiri olanın yanması bitmez. Benim istediğim gibi ol, dediğin Allâh’tır! Görebilsen!
-
Gerçekten sûretsiz, cinsiyetsiz, bilgi/data varlık olduğuna inanıp bunu hissetmeye çalışıyor musun? Yoksa bilgi tabanının kimliği misin?
-
Edinilmiş kimliğinle yaşadığın sürece sıkıntı ve sorunların bitmez. Edinilmiş kimlikten kendini kurtarıp orijin varlığını hissetmeye çalış!
-
Kâh sever sevilir, kâh hepsinden bıkarsın. Herkesin dünyası bu! Aşk için var olmamışsan, ne gelir elden dünyaNda oyalanırsın torbandakilerle.
-
Beyninin kapasitesini ne kadar değerlendirebildiğinin göstergesi, çevrendeki insanlardır. Çevrendekilere bak, kendini tanı!
-
Aradığımı bulamadım, deme. Bulduğun aradığındır! Bulduğun aradığın olmasa onda takılıp kalmaz aramaya devam ederdin! Herkes lâyığıyla kalır.
-
Beğenmediğim çok tarafları var ama... Eee? Öyle bir tarafı var ki... İşte mesele bu! Tek taraf, çok tarafı bastırır her zaman. O sendeki taraftır!
-
Özünden gelen er geç sûretten geleni bastırır, seni pişman eder. Egonu aşamazsan, vicdanının sesini, içindeki Rasûlün sesini duyamazsın.
-
Allâh sana vicdanından sesleniyor! “Kulakları vardır duymazlar” ifadesi gerçekte vicdan adı altındakinin seslenişini hissetmeyenlere işarettir.
-
Dünyada yaşarken dünyaNa şefaatin girmesine EGON izin vermediyse, daha sonraki aşamalarda da şefaat bekleme! Şefaat ulaştı sana, egonu aş!
-
Dirilere BENLİĞİ/egosu yüzünden yanaşamayanlar ölmüşlerden meded umarlar. Çünkü ölmüşler egolarına dokunmaz onların, yontmazlar sivriliklerini.
-
Velâyet frekansını alacak soyunmuşluğa ulaşmamış olanlar, türbe ziyaretinde ya cinnî frekans alırlar ya da zanlarındakini tekrarlarlar.
-
Soyunmuşluğuna, arınmışlığına bakmadan falanca velî, sahabe, Rasûlü gördüm diyenlerin hadlerini bilmemenin cezası, cinlerin oyuncağı olmalarıdır.
-
“İnsan” olmaya, hakikatimi keşfedip yaşamaya geldim, diyorsan; yaşamın, hedefi bu olanlarla mı geçiyor, yoksa evcilik oynamaya gelmişlerle mi?
-
İbadet araçtır, beyin kapasitesini arttırır. Hakikatini yaşamak için bir yaşayan bulup, ondan kopyalamak gerekir. Âlemlerde tedbirât böyledir.
-
Gerçekte hiç farkında olmadan her an birilerinden bir şeyler kopyalıyorsun. Bari ebedî yaşamında yararlı olacak şeyleri kopyalasan ehlinden!
-
“Seviyorum, çoook seviyorum” dediğinin yaşam değerlerini ne kadar paylaşıyorsun? Ne kadar onun penceresinden dünyayı, olayları seyrediyorsun?
-
Devran döner, ömür biter, çiçekler gibi tüm sevilenler de solar, geçer gider. Sevdiğin sana ne kazandırdı? Sevgiye lâyık olan kesin kazandırır.
-
Gerçekten seven, sevdiğine benliğini teslim eder. Benlikten kurtulmak ise yaşamdaki en büyük kazançtır. Beklentisiz “an”a teslimiyet, huzurdur.
-
Hiç kimse Allâh’a teslim olmadıkça huzura eremez. Ârif olansa zaten her hâlde teslim olmuşluğunu fark edendir. Dilediğini her yerde yapar!
-
Duygular yanmayı; teslim ve seyir, huzuru getirir.
-
Tüm yangın ve sıkıntılarımızın nedeni “Niçin benim istediğimi yapmıyor?”dur. Oysa herkes yaptığını yapmak için yaratılmıştır. Anlayabilsek!