-
Almak için gelen, heybesi dolunca gider! Er geç! Allâh için gelen Allâh’tan yüz çeviremez! Kimse için bugününe bakıp hüküm verme, yarını bekle.
-
Biliyorum, diyen mahrum kalır! Bildiğini düşündüğünü bile bilmediğini düşün ve ötesini araştır. Bildiğinle kilitleme kendini!
-
Bildiğini yaşamak içindir hayat; bilgi pazarlamak için değil! Bilgiçlik, benliğin farklı bir tezahürüdür!
-
Aynası yaşamıdır kişinin, lafına bakılmaz, denmiş de, lafla değirmenin dönmediği hâlâ fark edilmemiş! Bilmekle sûfilik yaşanmaz! Arınmak gerek!
-
Hayatta hiç kimseye verebilecek HİÇBİR ŞEYİM YOK sevgimden başka; yalnızca sevdiği için arayanlara!
-
Cehennem bütün insanların güzergâhı üzerindedir. Nebi, rasûl ve velîler yanmadan geçerler. Müminler kusurlarına göre yanarlar. (78:18-24)
-
Metafor; bilginin beyne ulaştığında veya beyindeki bir bilginin açığa çıkmayı istediğinde kendine uygun bir sûret yaratarak, o sûretle kendini ifade etmesi, tanımlamasıdır.
-
Allâhumme lâ mania lima ateyte vela mutiy lima mana'te vela radde lima kadayte. Hadis mânâsı: Allâhım verdiğine kimse engel olamaz, vermediğini verecek de yoktur. Hükmünü de kimse değiştiremez. Rasûlullâh a.s.’ın duası ve bize uyarısı!
-
Ne mutlu, hiç olmazsa Ramazan ayını oruçla geçirip, başkalarının çiğ etini yemek diye Kurân’da tanımlanan, gıybet iftira dedikodudan uzak olana.
-
Dünya hayatında yaşanan tüm olaylar sınavımız. Olayın takdir edeni ve yaratıcısı Allâh’ı görebilip razı mıyız; yoksa Onu inkârla kavgada mı?
-
Ramazan vesilesiyle Allâh’a yönelip, kendi hakikatini araştırana ne mutlu. Ramazanı dikkate almayıp gününü kavga ve dünya ile harcayana VAH!
-
Rasûlullâh sahabesi günün ilk aydınlığı başlamadan önceye kadar sahur yerdi. Hadislerle sabit. Siz de içiniz mutmain olacak şekilde uygulayın.
-
Neden oruç tutuyoruz? Beynin beden üzerindeki hükümranlığını sağlayan bir yaşam tarzıdır, oruç! Avam için orucun anlamı, kendini beden olarak kabullenmekten uzaklaştırıp, bilinç boyutu itibarıyla kendini kabullenip, beden üzerinde tasarruf edebilme hareketidir.
-
“Kolaylaştırın zorlaştırmayın; sevdirin nefret ettirmeyin!” hadis; “Din uygulamasında zorlamaya yer yoktur” âyet… Zorlama münafıklığa nedendir.
-
Nefsinin hakikati, el Esmâ ül hüsna’dır ve hesap görücü olarak sana, an içinde senden açığa çıkanların sonucunu yaşatmaktadır. Fark etsen!
-
Ramazan vesilesiyle olsun hakikatini biraz araştırsan; ve de ölüm ötesinde karşılaşacaklarını fark edeceklerin, belki de geleceğini kurtaracak.
-
Kur’ân hükmü: “Eğer Allâh dileseydi elbette insanların hepsini hakikate erdirirdi!” Öyle ise zorlamanın yeri ne dinde? (13:31)
-
Kimi hakikatiyle, kimi de beşeriyetiyle kayıtlı yaşamak için var. Cehennemde yaşamak için varolan hakikatini fark edip hissedemez! ZORLAMA! (32:12-13)
-
İnsanların ne hissedip yaşadıkları kendilerini; davranış biçimleri bizi ilgilendirir, bizden cevap bekliyorlarsa.
-
Arzda veya semâda açığa çıkan hiçbir şey hokus-pokusla, sihirli değnekle oluşmamıştır. “OL” hükmü olmasını muraddır. Oluşum, sistemledir.
-
“Sünnetullâh” denen oluşturma/yaratma sistemi fark edilmedikçe hokus-pokusçu tanrı sanısından kurtulunmaz! Allâh adıyla işaret edileni anla!
-
Zorlaştıran da kolaylaştıran da sensin! Gözünde büyüttüğün zor gelir! Başarının yolu basit ve kolay görmekten geçer! Zor görme, başarırım de!
-
İftira ve gıybetin ne kadar vahim ve dehşet olduğuna imanı olmayanlarla, hele Ramazan’da bunları yapanlarla konuşulacak hiçbir şey olmaz!
-
Medyaya ne kadar güvenilir? Biri gerçekten habersiz bir yalan haber atıyor; diğerleri de araştırmadan doğruluğunu aynen kopyalayıp yayıyor. Konuştuklarım, yazdıklarım, tüm fikirlerim bir tık kadar ötedeyken, niçin medyadakiler, yalan veya dedikodu, iftiraya varan yorumlarla hakkımda hüküm veriyor dersiniz?
-
Beşer vardır hayatı cehennem eder sana; insan vardır hayatı cennet eder sana!