-
Kemâlattan (olgunluktan) sevgi çıkar yayılır; Kem alâttan (insansılar) şirretlik kavga nefret yayılır!
-
Sen kendine acımıyorsan başkalarının sana acımasının yararı olmaz. Zira kendi bildiğine devam edeceksin demektir!
-
Kaderim buymuş deyip oturmak, şartları zorlamamak kader bilgisi cahillerine mahsustur. Sen elinden geleni yap, ötesine de takılma!
-
Kader, karakterinde gizlidir. Karakterini geliştirebiliyorsan kaderin de değişiyor demektir. İlmin değiştirdiği karakter, değişmez huy değil. Değiştirilen kabullerin forme ettiği karakteri, değişmez huy sanmak bilgisizliktendir. Bilgiye dayalı karakter değişir. Allâh dilediğini siler.
-
İman “an”a aittir! Yaşadığın “an”da Amentü Billâh anlayışı ile seyirde misin? Yoksa “an” içre Ez Zâhir Allâh ile kavgada mı?
-
Huy değişmez ifadesindeki işaret; mesela sakarlık, mızmızlık, acelecilik, saldırganlık, otistiklik ve bunlar gibi özelliklere işaret eder. Sahiplik duygusu, kendini yalnızca beden sanma, kin, hased, kıskançlık, birine tapma gibi hasletler ise kabullere bağlı oluşan karakterdir.
-
Huylar asla değişmez. İlaç veya zikirle belki baskılanabilir. Kabullere dayalı karakteristik özellikler ise bilgiyle, deneyimlerle değişir.
-
Ebedî cehennemde kalmak, kişinin kendini oluşturan Allâh Esmâsı kuvvelerini şuurlu olarak açığa çıkaramaması hâlidir. Cennet de bunun aksidir.
-
Her insan yanmasına neden olan beşerî kabullerinden arınana kadar yanar. İster cennetlik ister cehennemlik olsun. Arınanın yanması biter! Cehennemde arınan, yanması bitenlerden Amentü Billâh şuurundakiler cennet yaşamına geçer. Buna iman etmemişler de ebedî cehennemde kalır.
-
İnsanlık sevgisi olmayanda Allâh sevgisi de olmaz. Din, ayırımsız olarak insanları sevmenin nedenlerini bildirmek içindir. Yanlış fiile takılma!
-
Varlık, Allâh Esmâsıdır, yanlış gördüğün fiiller ise hikmettir! Hikmetini anlayamıyorsan da hikmeti inkâr etme! Yersiz fiil yaratmaz Allâh! Sen bugünden, haddini bilenlerden olarak, aklının ermediğini, hikmetini anlayamadığını inkârdan vazgeç de, huzur bul, yanmaktan kurtul!
-
Tüm insanlar er geç Allâh Rahmetine erişip, Rabbini tanıyıp, yanmaktan kurtulacaktır, hâline razı olarak. Allâh Rahmeti gereğidir bu!
-
Allâh, sana kulluk etmek için seni yaratmadı! Sen, Allâh kulusun! Bunu fark edemediğin için yanmalardasın! Allâh her an dilediğini yapmada!
-
Her an dilediğini yapmada olan “Allâh”, ötelerde bir tanrı olarak değil, “Ez Zâhir” olarak yüzünü ne yana çevirsen orada yapmakta, beğenmesen de!
-
Değişemedi, dönüşemedi, yenilenemedi; beceremedi! Çünkü olduğu gibi yaşamak için vardı! Seyret gitsin!
-
Sadece ve yalnızca “AN” vardır! Geçmiş ve gelecek “AN” içindeki bir hayal/rüyadır! “AN”ın, 2D tek kare resim içindeki “AN”dır. Ki o da anlık!
-
Benlik; strese, hastalıklara yol açar... Allâh’a imanı olanın stresi olmaz. Eğer depresyona girmek, huzursuz olmak, yanmak istemiyorsan; her birimi olduğu gibi kabullenmeyi öğren! Karşındakini asla değiştiremezsin! Karşındakine bilgi verebilirsin, teklif edersin.
-
Allâh’ta gayretullâh vardır, beşerde/insansıda kıskançlık. Kıskançlık, cehennem ateşindendir. Benlikten, şirk anlayışından kaynaklanır. Her insanda beşeriyetinin oluşmasıyla benliğinin oluşmasıyla kıskançlık da oluşur az veya çok. Cennet için yaratılmış olan ergeç arınır.
-
Seven, yokluğunda eksikliğini duyup arayandır. Sevdiğin, yokluğunda eksikliğini duyup aradığındır.
-
İnsansının yaşamı, dilediğimi yaparım. DilediğiMi yap! İnsan: İhtiyacıNı yaparım. DilediğiNi yap! Yaşam senin, yaptığının sonucunu yaşarsın!
-
“An”ın seninle senden oluşuyor! Yeni “an”ın da senin yaşadığının sonucu. “Ellerinle yaptığının sonucunu yaşarsın” âyetini iyi anla!
-
Saatin içine bak, dişlileri seyret! Büyüklü küçüklü pek çok! Tek bir mekanizma! Kimi paralel, kimi ters dönüyor! Her dişlinin akrabası var! Saatin her bir çarkı yalnızca kendi işlevini yerine getirmekle görevli. Dışardan bakan, büyük çarka bağlı küçük çark onun kızı, diyor! Saatin dönen büyük çarkı denileni duyup kendine ters dönen küçük çarka bakıp kızımmış, diyor. Hepsi akraba çarkların zaten!!! Saat işliyor! Dünya dönüyor, çarklar dönüyor, çehre her an yeni bir görünümde. Her çark her dişli kendi işinde devranında. San ki sen dünyayı döndürüyon!!
-
Kur’ân pek çok âyetiyle “Düşünün” diyor. DÜŞÜNEBİLİR MİSİNİZ?
-
Hayvanın evrimi realitedir. “İnsan” evrimleşmez çünkü RUHULLÂH’tır. İnsanın bedeni evrime uğramıştır, çünkü hayvandır. Evrim vardır hayvana! İnsanın evrimleşmiş bedenine “HALİFE” olan RUHULLÂH nefholmuştur ki, gerçek İNSAN odur! İNSAN evrimleşmekten berîdir! “İnsan”ın irfanı artar. “İnsan” bedeni itibarıyla mahlûktur, beşerdir, “ahseni takvim”, mahlûkatın en şereflisidir. İnsan, ölümsüz hakikati itibarıyla ise HALİFE’dir. “İNSAN” cennet boyutu yaşamı için irsâl olmuş varlıktır ki, hayvani bedenini cehennemde terk edip, salt şuur olarak nur bedenle cenneti yaşar. Hakikati Allâh esmâsı olan “İNSAN”ın beden şartları içinde yaşama süreci cehennemî nasibidir. Cennet yaşamı, mahşerden ve cehennemden sonradır. “İnsan” dünyada hayvani bedenle, kabir âleminde hologram bedenle, mahşerde ve cehennemde ruhani bedenle yaşar, sonra NUR bedenle cennete geçer.
-
Allâh’ı bilen, kim ne derse desin hoşgörülü olur. Kavgalı olmaz. Dilediğini der, deyip geçer! İman lafla değil, uygulamadan açığa çıkar.