-
Hased, kıskançlık, kin, bencillik insansının doğal duygularıdır! Sonucu yanmadır! İnsanda imanı gereği ve sonucu bu duygular oluşmaz!
-
Sağlıksız beyinlerin oluşturduğu medya düzeninde toplumların gelişmesi beklenemez! Duygulara hitap eden medya, toplumların silahsız katilidir!
-
Herkes kendi doğrusunu, programını yaşıyorsa, tek doğrudan nasıl söz edilir? Tüm doğrular Allâh’tan değil mi? Şâkile/programlayan kim?
-
Bütün kavga ettiklerinden kesinlikle ebeden ayrılacağını düşünürsen, dündekilerin bugün anlamsız geliyorsa, hayata yeniden yön vermek gerek.
-
Olmuşu tartışmak abesle iştigâldir. An’ı ve şartları değerlendir, ona göre de geleceğine yön ver... Dün seni suçlayan, yarın da suçlayacaktır.
-
Dünyada yolcu olduğunun farkındalığıyla yaşamak. Ne var ki son seyahatte tüm sevdiklerini ve sahip olduğunu sandıklarını da geride bırakmak!
-
Vazgeçemediğin ne varsa putundur, ilâhındır! Allâh bana yeter, diyerek yaşayabiliyor musun?
-
Vicdan, içindeki Rasûlün seslenişinin adıdır. Hak ve hakikati dillendirir! İçindeki vicdan sana ne yapman gerektiğini, işin doğrusunu söyler. Gece uyumadan evvel yada sabahın bir saatinde uyanır uyanmaz yada gecenin bir yarısında uyandığında, vicdanın sesini daha rahat duyar insan...
-
“İşimi Allâh’a bırakırım” demek, şartlanma ve kabullerimi bırakıp esmâ özellikleri ile çalışan otomatik pilota bağlarım kararlarımı demektir.
-
Önemli olan çok laf yapmak, asıp kesmek, esip gürlemek değil, eylem ortaya koymaktır. Yapacağını konuş ve yap! Yapamayacaklarını konuşma!
-
İnsanların büyük kısmı lafla avunursa da akıllı olanlar eylemine bakar. Hitap etmek, arkanda görmek istediğin kesim hangisi olmalı?
-
Temelsiz görüşler er geç çökecek, hakikate dayanmayan fikirler geçersizleşecek, balon kişilikler mutlaka gün gelecek patlayacaktır.
-
Zorla kabul ettirilen hiçbir şeyin ömrü uzun olmaz. İnsanlara sevmedikleri şeyleri baskıyla kabul ettirmek imkânsızdır. Ayırımcılık tükeniştir.
-
Vehim, bir savaş atıdır ki ona kendini kaptıran, kuyruğuna bağlanıp peşinden yerde sürüklenen gibidir. Kimi de üstünde onu kullanır!
-
Kaderini karakterin gerçekleştirir. Yaşadıklarında kimseyi suçlama, çünkü karakterin kabullerinin temelindeki ana itici kuvvedir. Kaderini ve geleceğini görmek istiyorsan duygu ve düşüncelerine bak! Onlar senin geleceğini hazırlayıp yönünü belirliyor. Kendini sorgula!
-
Dünyada hiçbir erkek bir kadın kadar “an”ı yaşayamaz! Bir an önce onu mutlu edecek ne yapmış olursan ol, bir an sonra istediğini yapma, gör!
-
Geleceğin “an”ında gizlidir! OKUyabilsen! Kaderin de karakterinde gizlidir. Karakterin bugün cehennemi yaşatıyorsa, yarın cenneti bekleme!
-
Sen “sen”liğinden geçmeden; benim dediğim olmalı deyip, Allâh’ı görmezden gelerek yaşama hâlinden geçmeden sadece vahdet dedikodusu yaparsın.
-
Kin, hased, kıskançlık gibi duygulardan arının deniyorsa; bu da gösterir ki bu duygular yapıdaki değişmezler olmayıp, edinilmiş kabullerdir. İnsan, edinilmiş kabullerden arınmadıkça insanlığının şerefini yaşamaktan mahrum kalıp, cehennemî yangınlardan çıkamaz. Arınarak kurtul!
-
120. gün etkisi ile nuranî dalga/antiçekim enerjisiyle ruhu oluşan, er geç cehennemden çıkar, cenneti yaşar. Cennet amele bağlı değildir. “Hiç kimse fiilleriyle cennete giremez” Hadis. Fiiller kişinin yaşadığı cehennemî yanışlarla alâkalıdır. Kabullerinden arınıp seyreden yanmaz.
-
Önemli bir noktaya dikkat çekelim: 120. gündeki said/şaki (cennetlik/cehennemlik) tespitinin işareti, beynin ürettiği çok özel dalga yapıdır.
-
“İnsan”ın dünyadaki, kabirdeki ve cehennemdeki yanmalarının sebebi, kabullerinden kaynaklanan benlikçi fiilleridir. Arınanın yanması biter.
-
Dünyada, kabir âleminde ve cehennemde yanmanın nedeni, kişinin edinilmiş kabullerine dayalı beşeriyete dönük nefsanî fiilleridir. Arın yanma!
-
Birbirleriyle uğraşıp, tartışıp, kavga edip ömür tüketenler, apaçık ben Allâh’ı, yaptıklarını yarattıklarını beğenmiyorum itirafı içindedirler.
-
Allâh’la kavga için değil, Allâh’ı her Zâhir oluşuyla seyir ve temaşa içindir “insan”! İnsansı da Allâh ile kavga için vardır! Anlayabilsek!