-
Allâhım, kendine seçtiklerinden olmayı, AŞKla yaşamayı, varlıkta senden gayrını görmeyen gözle seyretmeyi nasip ettiklerinden eyle. En sevdiğine yoldaş eyle iki cihanda!
-
Normalin eskisi yenisi olmaz! Göre normal olmaz! Normal, kişilere veya isteyene göre değişiyorsa normalden söz edilemez. Güçlünün keyfine göre normal tanımı değişiyorsa ona da normal denmez.
-
Neden başıma geldi, demeyin; YAPTIĞINIZ SİZE GERİ DÖNMÜŞTÜR.
-
“Fitne uyuyan yılandır. Uyandırana Allâh rahmet etmez” Hadis. Laf taşıyan, dedikodu gıybet yapan, Kurân’a göre, ölmüş kardeşinin çiğ etini yemektedir! Boş yere oruç tutmasın, açlıktan başka kârı olmaz! Vah o kişiye ki, orucun ne ve niye olduğunu anlamamış.
-
Özünün KADRİNİ bilmeyen, kanatlı meleklerin bir gecede getireceği KADRİ bekler!
-
Ben ve AŞK aynı anda var olmaz! AŞK ZAHİR OLDUĞUNDA, BEN YOK OLUR! Ben, aşkı yaşayamaz. AŞK yaşandığında dünya kaygısı da âhiret hevesi de kalmaz. AŞKın sonucu GÜZELİ (Cemâl) seyirdir. Seyreden Cemîl’dir. KADİR, “ben”i yok eden hakikat yıldırımıdır. Rabbindendir.
-
Huzurun olsun istiyorsan BEKLENTİSİZ YAŞA! Benlik beklentiyi doğurur, beklenti tedirginliği, tedirginlik huzursuzluğu. Nasibindeyse zaten gelecektir, nasibinde yoksa ne yapsan eline geçmez. Hiçbir iyiliği dahi beklentiyle yapma, karşılık bekleme. SEVGİN DAHİ BEKLENTİSİZ OLSUN.
-
Düşünüyorsan beşersin, kulsun, ne kadar hakikat bilgisine sahip olursan ol! Allâh, düşünmekten, akıl mantık yürütmekten beridir. Ol der, olur! Nedensiz! Akıl yürütmek, mantık aramak beşerî haslettir! Allâh’ın işlerini hiçbir kayda şarta mantığa bağlamadan tasdik, ehlullah işidir.
-
Güzellik sûretten değil içindeki enerjiden algıladığımızdır. Güzellik, algılananda değil, algılayanın algısındadır. O yüzdendir ki herkesin güzellik anlayışı farklıdır.
-
KURÂN’daki çok önemli bir anahtar kelime de “DÛNU” kelimesidir. Anlamı, varlığını Allâh isimlerinden alıp, kendi varlığı olmayıp, yoktan, esmâ paketi olarak, yaratılmış varlık, anlamınadır. Allâh dûnundakileri ilâh edinmeyin, tapınmayın meâlindeki âyetler buna işaret eder.
-
Bildiklerin bizzat yaşanmıyorsa bu yaşam KENDİNİ TATMİNDEN ÖTEYE GEÇMEZ. İnsanlarla, ne gerekçeyle olursa olsun kavga ediyorsan, kesinlikle YUSUF:106. âyet kapsamındasın. Şirk ehli asla cennet yaşamına geçemez. Ne hayır yaparsa yapsın!
-
Herkes kendi derinliklerinde hissettiği gibi olanları sever. Sevdiklerini aynalar. Ya sevdiğin gibi olursun ya da onu kendin gibi yaparsın! Sevdiğin gibi olmuyorsan, sevdiğini söyleyip kendini aldatma!
-
Sevilip etrafınızda toplansınlar isterseniz onların doğrularını tekrarlayın. Yalnızlığı ve huzuru seçiyorsanız kendi doğrularınızı söyleyin.
-
Âhir zaman DECCALİYET DEVRİDİR demişti biri. Akların kara, karaların ak olarak empoze edildiği süreci yaşıyoruz. Köleliği sağlığınız için diyerek pazarlıyorlar. İmansızlığı ise özgür düşünceli olmak diye. Sevgisizlik ve nefret kuşatmış her yanımızı. Sevin ve hoşgörülü olun!
-
Kadınların hangi hakları olacağına erkekler karar veriyor ve kuralları onlar koyuyorsa hâlâ yaşadığımız çağ, medeniyet çağı olmamış demektir. Erkeklerin insafına kalmış kadın haklarından söz ediliyorsa, kadınlar hâlâ özgür değildir, asırlar öncesinin anlayışı hâkim demektir!
-
Allâh, takdirindekini yaşatacağı zamanda, içinize “DAYANILMAZ ARZU” verir. Siz de dayanamaz o isteğinizi gerçekleştirirsiniz. Böylece takdir yerine gelir. “Allâh istemedikçe siz isteyemezsiniz” âyetini hatırlayın. “Canıma tak dedi, yaptım” deyimi de buradan gelir.
-
Devir değişti! Eskiden cinci deniyordu, cinlerle görüşüp haber alanlara. Şimdi adları değişti. MEDYUM, öngörüsü olandendi. Bazıları da görüştüklerini uzaylı diye tanımlıyor. Medyumlar da kendilerini astrolog kimliğiyle örtüyor. Sonuçta hepsinin kaynağı bir!
-
Yaşadığımız ortamın yüklediği şartlanmalarımız ve kabullerimiz olmasaydı, acaba dünyaya ve algıladığımız çevreye bakışımız hâlâ bugünkü gibi mi olacaktı? Ya da Çin’de bir köyde, Afrika’da bir kabilede doğup büyüseydik?
-
Bir yandan sevgi aydınlanma enerjileri geliyor, diğer yandan şiddet savaş despotizmi tetikleyen enerjiler. Herkes ne için yaratılmışsa beslenmede o enerjiyi seçecek otomatik olarak. Allâh kendine seçtiklerinden etsin bizi.
-
Kıskançlık, benliğin doğal getirisidir. Benlik yok olmadan kıskançlık kalkmaz. Kontrol edilebilir, örtülebilir ama BENLİK kalkmadan kıskançlık bitmez. Ben ve BENİMLERİN doğal açığa çıkışıdır, KISKANÇLIK. Kurân’da kıskançlık cibillîdir denmesinin nedeni budur. Kaldırırsa BENi.
-
Beyin et beyin değil frekans/bilgi yumağıdır, enerjidir. Ne yazık ki beynin ALGI sistemi oluşumu, yapımızın enerji olduğunu ve gerçek yaşamın 2D düzlemde devam ettiğini fark ettirmiyor. Beyin enerji, frekans beyindir ve ölümsüzdür. ÖLÜM, ALGI DEĞİŞİMİNDEN BAŞKA BİRŞEY DEĞİLDİR.
-
Allâh sevdiği kuluna, sevgisini verir ve kendini tanımaya yöneltir. Kendisiyle meşgûl eder zihnini. Dünya derdini dert ettirmez! Mükâfat olarak da ondan ölüm korkusunu kaldırır. Ölümü sevimli gösterir. Bu da saadet işaretidir. Seviyorsanız, müjdelenmişinizdir.
-
Hased ve nazar yakınlarından gelir. Uzakların, zaten umursamaz!
-
Rabbin SEV dedimi, aklın durur, kalbin çarpar. Rabbin sevdirmezse güzellik para pul neye yarar!
-
SEVDİĞİN, ayrı kalamadığın. Ayrı kalmak zorunda olduğunda da uğruna YANDIĞINDIR!