-
İnsanı ve dünyasını tanımanın tek yolu beyni tanımaktan geçer. Aksi halde hayat metaforlarla geçer!
-
ÖLÜM KORKUSU, ölüp yok olacağını sananlardan yayılmış bir korkudur. Kur’ân bilgisi, insanın ÖLÜMSÜZ OLDUĞUNU; bedenini terk ettikten sonra da “ba’s” denilen şekilde bedensiz olarak yaşamının devam edeceğini vurgular. Ölüm, beden yükünden kurtulmanı sağlar. “ÖLÜMÜ TATMANA”, beyninin hakikatini oluşturan, Allâh isimleriyle işaret edilen özelliklerden ‘El Mumiyt’ isminin devreye girmesiyle oluşur. El Mumiyt isminin bedenle bağını kesmesi ise ‘Azrail’ metaforuyla anlatılmıştır. Her oluşum içten dışa gelişir; bunu fark edelim.
-
Uyanın, düşünün, anlayıp fark edin! DİN, yaşamın beden boyutu için bildirilmemiştir. DİN, ÖLÜMSÜZ İNSANIN, ŞUUR BOYUTUNDA KENDİNİ TANIMASI İÇİN BİLDİRİLMİŞTİR. BEDENSEL İBADETLER ARAÇTIR, ŞUURUN KENDİ BEDEN ÖTESİLİĞİNİ FARK EDİP HİSSETMESİ İÇİNDİR. Oruç, namaz, hac neden mi? Orucun tespit edilen bedensel yararları doğrudur; ama oruç ile hedeflenen bunlar değildir! Namazın da hareketlerinin fizik olarak bedenin çalışmasına çok yararları vardır ama namaz geçmişteki yoga değildir. İbadetlerin bedensel yararlarını öne çıkartırken farkında olmadan amacı örtmekteyiz! ORUÇ, bedensel bağımlılıklarımızdan, düşkünlüklerimizden uzaklaşarak zihin, şuur boyutunda hakikatimizi fark etmek, hissetmek, hakikat boyutumuzu gereğince yaşamak içindir. İSLÂM’IN ŞARTLARI ARAÇTIR İMANIN ESASLARINI YAŞAMAK İÇİN. Araçsız amaç oluşmaz! Keza NAMAZ! kullanageldiğimiz namaz isminden hep anlaşılan bedensel ritüeldir. Oysa Kur’ân hep “salât” kullanır ki anlamı Rabbine yöneliştir! Esas olan, namazın hareketleri sırasında her bir aşamada okuduklarının anlamını düşünerek RABBİNİ FARK ETMİŞ BİR HÂLDE, RABBİNE YÖNELMEKTİR!
-
KESİNLİKLE KURÂN’A BAKIŞ AÇINIZI, DEĞERLENDİRMENİZİ DEĞİŞTİRECEK OLAN BİR ÇALIŞMAMIZ. DÜNYADA TEK! Kur’ân ÂYETLERİNİN (sûrelerin değil) BİLDİRİLİŞ SIRASINA göre, sufi perspektifiyle hazırlanmış olan “KUR’ÂN-I KERÎM ÇÖZÜMÜ”. Ramazanınız bereketlensin: https://www.ahmedhulusi.org/tr/kitap/kuran-i-kerim-cozumu-ayetlerin-nuzul-sirasina-gore
-
İLMİN, SÖYLEMİN KADAR DEĞİL EYLEMİN KADARDIR! Konuşurken arşta uçup, yaşamında, an içinde yerlerde sürünüyorsan, yaşayacağın sınavlara hazırlan! Vahdet hikâyeleri ve başkalarının yaşadıklarıyla KENDİNİ ALDATMA!
-
Karşınızdaki kişinin tartışmaya değer bir insan olup olmadığını kolayca şöyle anlayabilirsiniz: Ona sorduğunuz sorunun veya anlattığınız konunun direkt cevabını mı veriyor, yoksa konuyu başka bir alana kaydırıp, konunuzun dışında mı cevap veriyor! Net cevap vermiyorsa SUSUN!
-
İnsanlar maneviyattan, derûnî gerçeklerinden, HAKİKATİ sorgulamaktan uzaklaştıkça, kendilerini tatmin için şekle, maddeye yönelip MADDİ KUTSALLAR KABULLENİRLER. Tesbih, seccade, süslemeli camiler, kılık kıyafet vs hep içsellikteki hakikatten kopukluğun sonucudur! DÜŞÜNÜN! Rasûlullâh a.s. toprakta salâtını (namaz diyorsunuz) edâ ederdi. O kadar ki, yağmurda secdeden kalktığında alnındaki çamuru silerdi hadislere göre. Zemini tahta yaptılar yetmedi, halı kapladılar yetmedi, seccade yarattılar yetmedi; bir de onu kutsallaştırdılar! Sizin ÖZÜNÜZ HÛ!
-
DÜŞÜNÜN! BENİM dedikleriniz yüzünden çektiğiniz sıkıntıları; çevrenizdekilerin sizin bakışınızla yaşamamalarını ve bu yüzden huzursuzluklarınızı! Her şeyinizi bir anda bırakıp ölümü TADACAĞINIZI. Hiçbir şeye müdahale edemeyeceğinizi! Şimdiden ÖLMÜŞ gibi yaşamayı deneseniz?
-
“LA GALİBE İLLA ALLAH” Herkes kendi anlayış seviyesine göre farklı değerlendiriyor bu âyeti. Sadece Allâh Galip’tir; Allâh’tan başka Galip yoktur, Allâh haricinde Galip yoktur vb vb. Allâh var, gayrı yoksa… Her olay ve mücadelede GALİP kimdir? GÖRENE!
-
İsteyen, İsteten, Yaratan, Yaşatan, sonra da “BEN YAPTIM” Sandıran ALLÂH! Fe tebarekAllahu ahsenül halikiyn!
-
Doğal olarak yakın zamanda oluşan sosyal, siyasal, bireysel çeşitli olayları hep geçmişteki benzerlerine kıyaslayarak hayrete düşüyor insanlar. Oysa geçmişte benzeri yaşanmamış doğasal ve astrolojik etkiler şu an dünyamızı ve insanları etkilemekte. HİÇ YAŞANMAMIŞLARI BEKLEYİN!
-
İnsanları SONSUZ SINIRSIZ, HER ZERRE KENDİSİYLE VAR GÖRÜNEN, İSMİ “ALLÂH” OLAN YERİNE; GÖKTE TAHT (arş) ÜZERİNDE OTURAN TANRIYA YÖNLENDİRENLERİN VEBÂLİ ÇOK BÜYÜKTÜR. Kadir gecesinde gökten inen melekler mi var? “İNZÂL” gökten kişiye değildir!
-
VAHİY DE İLHAM DA HEP İÇTEN DIŞADIR!
-
Beynin algoritması gereği, zihin kendisinin evrensel TEKİLLİKTEN ayrı bir varlık olduğu yolundaki ZANNI yaşar. Bu beyinde oluşan illüzyonun temelidir. Ölümden sonra da holografik beyin bu bilgiyle yaşamına devam eder sonsuza dek!
-
KURÂN’I TEFSİR EDEBİLMEK İÇİN ÖNCE HAYATI TEFSİR EDEBİLMEK GEREKİR. HAYATI, SÜNNETULLAHI TEFSİR EDEMEYENİN KUR’ÂN TEFSİRİ, KENDİ DÜNYASINDAKİLERİ TEFSİRDEN ÖTEYE GEÇMEZ!
-
Söyleyene takılma, söylenene bak! Basiretsiz, söyleyene takılıp, söylenen gerçeğin getirisinden mahrum kalır! Rasûlullâh a.s. gerçekleri söylediğinde, söyledikleri işlerine gelmeyen müşrikler onun kişiliğine dil uzatıp, bu yüzden hakikatten mahrum kaldılar.
-
Bir atasözü: ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ, ANLAMAYANA NE DESEN AZ!
-
Okuduğunuz duanın anlamını bilmiyorsanız; okurken okuduğunuzun anlamını HİSSETMİYORSANIZ, papağan gibi anlamını bilmediğiniz kelimelerin tekrarıyla avunuyorsanız; yalnızca kendinizi avutuyor, aldatıyorsunuz! Diliniz neyse o dille içinizden geldiği gibi DUA EDİN!
-
Samimi olarak cevap verin kendinize: Allâh’a inandığınızı ve her an sizinle olduğuna inanıyorsanız; gerçekten yanınızda sizi seyrediyormuş gibi YAŞIYOR MUSUNUZ? Bizlerin en büyük sorunu bu! Elhamdulillah müslümanım demek hiçbir anlam taşımıyor; her anında yaptıklarını YARATAN ile beraber olduğunu HİSSETMEDEN YAŞIYORSAN! Bir düşünün, Allâh yanımda, benimle; yaptığımı konuştuğumu görüyor duyuyor farkındalığı ile yaşıyorsan, bugüne kadar yaptıklarının ne kadarını yapardın? Tevhid bilgin olması, vahdet sohbetleri yapman DAHİ seni mümin yapmaz, HER AN ALLÂH İLE BİRLİKTE OLDUĞUNUN ŞUURU İÇİNDE KONUŞUP DAVRANMADIKÇA! MUHATABININ ALLÂH VECHİ OLDUĞUNU UNUTARAK KONUŞUYORSAN, O ANDA BUNA İMANIN YOK, DEMEKTİR. Unutma ki, “Ne hâl içinde ölümü tadarsan ebeden o hâl içinde devam edersin” denilmiştir.
-
YENİLENMEK yaşama, olaylara ve insanlara bakış pencereni değiştirmekle mümkün olur. Aksi hâlde kapıldığın girdapta döner durursun. kapıldığın girdabı fark edememen en büyük handikaptır.
-
HİÇ YAŞADIĞINIZ GÜNÜN SON GÜNÜNÜZ OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ? Yaşayacağınız bugünün hayattaki son gününüz olduğunu bilseydiniz ne yapardınız?
-
Nasıl ki aşk ve duygular biyokimyasal reaksiyonlarla meydana geliyorsa, aynı şekilde inancımızın da genetik özelliklere göre şekillenmesinden daha doğal bir şey olamaz.
-
Herkes kendi dünyasındakilere GÖRE mutlu ya da mutsuz. Başkalarının yaptıklarına göre dünyaNda mutsuzsan bu senin yanlışındır seni yakan! Herkes kendi programının getirisini yaşıyor; kimseyi takma kafana; huzurla yaşa. Kendine sen acımıyorsan, kimsenin acımasının sana yararı olmaz sen hep dünyandakilere göre yaşamaya devam edeceksin. Beklentilerin ve kabullerin senin ateşin olmaya devam edecektir.
-
Tasavvufla ilgilenen değerli dostlarım… 1963’ten bu yana hep önceliğim insanı ve hakikatini, gerekenleri bilfiil uygulayarak tanımak ve bunları sizlerle paylaşmak oldu. Din kapsamındaki tüm bilgilerin bugünkü bilim dünyasında nelere işaret eden metaforlar olduğunu anlatmaya çalıştım. OBJESEL kabullerden sizi arındırmak için kendime özgü bir ifade şekli olarak “ ……… İSMİYLE İŞARET EDİLEN” tanımlamasını kullanarak, resimden orijine yönlendirmeler yaptım. Gerek kendinizi gerekse varlığın hakikatini anlamanın tek yolu isimlerle tanıdığınız, duyduğunuz şeylerin ne olduğunu bilim eşliğinde sorgulamanızdır. ALLÂH İSMİ İLE İŞARET EDİLEN, BEYİN İSMİYLE İŞARET EDİLEN derken kesinlikle bunların cevabına ulaşmanız gerekir; eğer METAFORLARDAN OLUŞMUŞ HAYAL DÜNYANIZDAN GERÇEĞE ULAŞMAK İSTİYORSANIZ. Bilin ki, konuştuğunuz TÜM tasavvuf anlatımları YALNIZCA METAFORDUR, İŞARET MAHİYETİNDEDİR. Gerçeği ise YAŞAMDADIR! Metaforların yaşamdaki reel karşılıklarını fark edemezseniz, bal tatmamış adamın balı anlatması gibi ömür tüketirsiniz. Din, KENDİNİZİ TANIMAK VE SİZİ VARLIĞI OLMAYAN TANRI TASAVVURLARINDAN KURTARMAK İÇİNDİR. YENİLENİN VEYA ELENİN!
-
Tasavvufu yaşayanlar ile pazarlamasını yapanlar attıkları twittlerdeki üslûblarından anlaşılır. Hiçbir sufi vechullah olan sûretlere hakaretamiz ifadeler kullanamaz seyrinden dolayı. Çıkarları inancının önüne geçenler ise en büyük zulmü kendilerine yapmaktadırlar. Ne hâl üzere ölümü tadarsanız o hâl üzere bâ’s olursunuz; uyarısı çok dehşet verici bir uyarıdır. Sufi haddini bilir, muhatabını bilir, edebiyle yaşar.