-
Vücudumuzdaki her hücre, tüm kozmosu içerir. Her yağmur damlası ve her yaprak da!
-
İnsanın yeryüzünde varoluşunun amacı, hilâfetinin hakkını vererek yaşamasıdır!
-
İnsanın doğal davranışı, bildiklerine göre değil; kavradığı kadarına göre oluşur!
-
Okyanustaki balık için “su”, bitmez tükenmez olarak algılanmasına rağmen; ona, dünyayı kuşatan gerçeğin hava olduğunu kolay kolay anlatamazsınız!
-
Düşünebilen beyinler, Kur’ân-ı Kerîm’i anlamak istediklerinde çok önemli işaretler ve uyarılarla muhatap olmaktadırlar!
-
İş yapanlar eleştirilir… Eser ortaya koyamayanlar da, eser bırakanları eleştirir!
-
İnsan, dünyada yapacağı çalışmalar ile yarın karşılaşacaklarını oluşturacaktır!
-
Ne ötelerde bir yerde oturup bizi sınayan ve sonunda da hoşuna gitmezsek Cehennemine atacak olan Tanrı var; ne de kandırabilirsek Cennetine sokacak ilâh!
-
Yaşadığımız âlemdeki tüm doğa düzeni ve kanunlar gerçekte “ALLÂH DÜZENİ VE SİSTEMİ”dir!
-
Bir gün gelecek, Allâh’ın varlığında “yok” olduğunuzu fark edeceksiniz ve cehenneminizin ateşi sönecektir... “Yok” olduğunuzu fark ettiğiniz zaman, bilmem aynada kendinizi mi göreceksiniz; yoksa kendiniz “yok” olacak da, ayna mı Bâkî kalacak?..
-
Yüzmeyi, yüzmesini bilen öğretir! Hayatında deniz görmemiş adam eğer, “yüzüyorum ve öğretiyorum” derse; koyver yüzmeye devam etsin!
-
Arınmanın pahası, her şeyinden geçmektir!
-
Seni yaşatanlar, bir ömür boyu yaşatır; ama sonunda helâkın mukadderdir!.. Seni “ölmeden evvel öldüren”, Dost’undur!
-
Neye bağlanırsak ondan kopmanın acısını ve ızdırabını duyacağız. Allâh yalnızca kendisine bağlanmamızı istiyor, kendisine teslim olmamızı istiyor!
-
Mirâc'ım, beynimden derûnuma uzanan bir kuyu! O kuyuda derûna daldıkça, varlıklar ve yaratılanlar ortadan kaybolur ve sonunda NEFSİM! Geride sadece bir HİÇ!
-
Bilgisayara, bütün bildiklerimi virgülüne kadar yükleyebilirim... Ama bu ilmi Bilgisayar yaşayamaz ki!!!
-
Herkesin gerçeği, onun idrakının eriştiği kadarıdır!
-
“Teslimiyet” demek; kişinin kendisini İLME, İRFANA teslim etmesi demektir... Ayakkabı boyayıp, havlu tutmaya demek değil!
-
Din kapsamı içinde öğrendiğiniz her şeyin, gerçekte bir şeylerin sembolü olduğunu; ve bu sembollerle çok daha farklı şeylerin anlatılmak istendiğini fark etmediniz mi?..
-
“Eûzü” çekilmez, yaşanır!
-
“Dedim ki, dedin ki, dedi ki...”lerle TAKLİTTEN ÇIKIP TAHKİKE ULAŞACAĞIZ, öyle mi?!!
-
Pişmanlık, gafletini fark etmenin sonucudur!
-
Şefaati tepen, sonucuna katlanır!
-
Aldığınız ilim konusunda ZAN üzere olmadığını tespit etmenin yolu; o aldığın ilmi, “Sistem”e uygulamaktan geçer!
-
Yarın Rasûlullâh’ın huzuruna çıktığınızda, “Sana imanım dolayısıyla elimden gelen her şeyi yaptım” diyebilecek yüzümüz var mı?