-
Gittiğin yerde yazılmışınla baş başa kalacaksın ebeden; “Zâhir”in zâhir ve “Bâtın”ın bâtın olarak! Ve sen sonsuza dek, ötelerde-göklerde aramaya devam edeceksin aradıklarını!
-
Cahiller korkar, Âlimler haşyet duyar!
-
Türlü kerâmetleriyle âdeta bir sihirbaz gibi değneği ile bizi cehennemden kurtaracak “Tanrının evliyası”na inanırken, nasıl ŞEFAAT bize ulaşır?!
-
Allâh (Özümüzdeki) izin vermezken, içimizdeki şefaati reddederken; kim şefaat edebilir ki!
-
Biz, yalnızca ilim için yaratıldık!
-
Nankörlük, değerini bilmemek veya değerlendirememektir!
-
“Allâh adıyla işaret edilen”in ne olduğu kavranılmadan da, O’nun “ahlâkı” hiçbir şekilde bilinemez!
-
Yarın zorunlu olarak terk edeceğin her şeyi, bugün şuur boyutunda ihtiyârınla terk etmedikçe, onlardan bağımsızlığını elde etmedikçe, gerçek kimliğine ulaşamazsın!
-
Hayalî kavramlardan arınınız!.. Uzaklardan bir kontrol ile kimse elini oynatasıya terbiye edilemez!
-
Duyguların-yanlış değerlendirmelerin uzaktan hokus-pokusla düzeltilebileceği, ancak gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayaldir!..
-
Yaşam biçiminizin ve davranışlarınızdaki yanlışların kontrolü, asla mümkün değildir... Bunu ancak ilminiz kadarıyla siz başarabilirsiniz!
-
Evrensel düşünme kapasitesine ulaşmamış insanın, “yöresel şartlanmaları ve değer yargıları” olan insanın; Hz. Muhammed’i anlaması ve değerlendirebilmesi asla mümkün değildir!
-
“Müslim” (Müslüman), İlâhî iradeye mutlak olarak teslim olduğunu bilenin adıdır!
-
Gâfillerin veya cahillerin Kur’ân-ı Kerîm’in “RUHU”nu okuyamamaktan dolayı edinmiş oldukları yanlış kanaatler, İslâm Dini’ni bağlamaz!
-
Kur’ân-ı Kerîm’i “OKU”yamayanların yanlış yorumlarına kapılıp, İslâm’dan ve Kurân’dan mahrum kalmanın mazereti olmaz!
-
“İman”lı iseniz, bunun da alâmeti; “yanma”nızın bitmiş olması, yaşamda olan hiçbir varlığı hiçbir nedenle “suçlamamanız”dır!..
-
İnsan’a “iman” bilgisinin verilmesinin amacı, onun taşınması değil, anlamının yaşanmasıdır!
-
Hiçbir iyilik “ceza”sız kalmaz! Hiçbir yanlış da karşılıksız kalmaz! Düşünülmemesi gerekeni düşünen de, bu yüzden, bunun karşılığını mutlaka alır “Sistem” gereği!
-
Düşünce de beynin bir fiilidir! Ve kişi, fiilinden mesûldür, bunun sonucunu kaçınılmaz bir biçimde yaşayacaktır!
-
Birisini suçlamanın karşılığı; Allâh takdir ve iradesini inkâr yolundan ilerleyerek, imansızlığa kadar uzanır!
-
“Allâh Sistem ve Düzeni”nde mazerete yer yoktur; herkes bakış açısının getirdiği değerlendirmelerin ve sonucu olan davranışlarının karşılığını otomatik olarak alacaktır!
-
Yarındakiler, bugün bizi kara kara düşündürüyorsa; yarın da yakacaktır!
-
İçinde yaşadığınız “SİSTEM ve DÜZEN”, “Allâh ahlâkı”nın eseridir!
-
Devletin varoluş hikmeti, topluma hizmettir!
-
Bedenin yaşı vardır ama şuurun yaşı yoktur! Şuur yaşı, ilim yaşıdır!