-
Siz bu dünyaya, başkalarının neler yapıp neler yapmadığıyla uğraşmak ve onları yargılamak üzere gelmediniz!
-
Hepimiz bu dünyada yaptıklarımızın cezasını tam hakkıyla göreceğiz! Bundan kesinlikle kuşku duymayın! Çünkü SİSTEM, bir mekanizma olarak yürürlüktedir!
-
“Besmele”nin anlamıyla hemhâl olamıyorsak; elbette bize geriye kalan, ismi ve resmidir!
-
Hakikat, dünyada iken yaşanacak bir olaydır!
-
Ötendeki değil, karşındaki HAKK’ın fiilinden razı olmak, şirkten arınmaktır! Ya “Allâh kulu” olunduğunu fark edersin; ya da “tanrının kulu” olarak geçer gidersin!
-
Firavun, birimsel nefse dönük sorumsuz yaşayan kişidir!
-
NÛR, O’dur ki, seni hakikate erdire... Şartlanmalarından, değer yargılarından, duygularından arındırıp; “Allâh” gibi düşündüre, insan gibi değil!
-
Bal kavanozu yalamakla balın güzelliklerine erilmeyeceği gibi, varlık terk edilmeden de “Vahdet” kelâmı etmekle, “vehim” terk edilmez!
-
Terk edemediğin her şey, vehminin getirdiği sahiplik duygusundandır!
-
Nelerin varsa, kendini nelerin sahibi olarak görüyorsan, o kadar güçlü vehmin esirisin demektir... Nerede kaldı, “Vahdet”i yaşamak!
-
Kaldırılacak olan şey “vücudun” değil, varsayımın olan benliğindir!!!
-
Yer ehli duygularıyla, semâ ehli aklıyla yaşayandır!
-
“Tek’in ilmindeki varsayım sayısız çok’un, tek tek O’nu zikri” diye bir olay söz konusu değildir; Hakk’ın nazarında... Bu, algılama yanılgısıdır işin!
-
Korku atılmadıkça, vehmin terki mümkün değildir!
-
Bil ki, “değerli” veya “değersiz” tefriki-tâbirleri yaradılanlar arasında ve onlara göredir... Yaradanın indîndeyse sadece yarattıkları vardır!
-
Gerçekleri kabullenmek çok çok zordur!
-
Hâlâ onbin sene geriden çalışan beyinlerin, “kıyamete kadar geçerli ve çağdaş olacak KİTAB”ı anlaması çok zordur!
-
Vücud, yok edilemez... Çünkü vücudunun varlığı, Hakk’ın Esmâ’sı ile kaîmdir!
-
“Âlemler” isminin müsemması da O’dur! Çünkü gayrısı yoktur!
-
Her şey, “O”nun efâl mertebesindeki görüntüsüdür. Kesret âlemi de, budur!
-
Cehennem ateşini söndürecek tek nûr, Kadere ve Takdir edene imandır.
-
İçinde yaşamakta olduğumuz zaman, yeryüzünde hiçbir değerin ölçemeyeceği konumdadır!
-
Teşekkür ettiğinin kim olduğunu bilmediğin sürece, “şükür” etmiş olmazsınız!
-
Kâmil insan O’dur ki, bilgisinin nûru, takvasının nûrunu söndürmez...
-
“Besmele” çekilmez; mânâsı idrak edilir ve gereği yaşanır! “Besmele”yi idrak edip gereğini yaşayamayana kalan ise, bol bol “Besmele” çekmektir!