DUA, varlığındaki, benliğindeki, NEFS’indeki ALLÂH’a AİT GÜÇ ile tahakkuk yoludur, demiştik. Öyleyse, bu silahı ne derece bilinçli olarak ve yerinde kullanma imkânına sahip olursak, o derece düşmanlarımızdan korunabilir; isteklerimizi gerçekleştirebilir; ve dahi ALLÂH’a yakîn elde edebiliriz.
“İNSAN ve SIRLARI” isimli kitabımızda; DUA’nın beyin gücüne dayandığından, zira, beynin ilâhî güçle teçhiz edilmiş, donatılmış bir yapı olduğundan bahsetmiş ve bunun sisteminden söz ederek; gerekirse, insanın beyin dalgalarıyla silahları dahi geçersiz kılabileceğini yazmıştık 1984 yılında...
Bakın Rus bilim insanı Profesör Dr. Kaznatcheev beyni nasıl değerlendiriyor 11 Haziran 1991 tarihli Sabah Gazetesi’nin 8. sayfasında... Yayımlanan şu haberi dikkatle okuyalım:
“GELECEĞİN SAVAŞLARI TELEPATİK OLACAK!”
Rusya’nın ünlü bilim adamı Vlail Kaznatcheev, insan beyninin telepati yoluyla savaşları etkileyebileceğini belirtti. Prof. Kaznatcheev, dâhilerin çalıştığı, Novossibirsk Akademisi bünyesinde kurulan özel bir laboratuvarda çalışmalarını sürdürüyor.
MOSKOVA-Rusya Bilimler Akademisi’nin en saygın üyelerinden biri olan Profesör Vlail Kaznatcheev insan beyninin, bedenin bulunduğu noktanın çok uzağında yer alan, insanlar, düşünceler ve elektronik donanımlar üzerinde etkili olabileceğini belirtti.
Birçok kişi tarafından deli saçması olarak nitelendirilen bu görüşü ispat etmek için yoğun bir çalışmaya giren Kaznatcheev, ülkesi Rusya’da büyük ilgi görüyor. Kendisine Rusya dâhilerinin yetiştirildiği Novossibirsk Akademisi bünyesinde her türlü donanıma sahip bir laboratuvar ve araştırmalarında yardımcı olacak asistanlar tahsis eden hükümet, Kaznatcheev’in araştırmalarından çok şey bekliyor.
KGB koruması Kaznatcheev’in araştırmalarının en büyük özelliği insan beyninin telepatik gücünü bir silah olarak kullanmaya çalışması. Ona göre, sırf düşünce gücüyle bilgisayar sistemlerini, havaalanlarının radarlarını, hatta modern teknolojinin geliştirebileceği her türlü silahı etkisiz kılmak mümkün.
Bu araştırmaları son derece yakından izleyen ve denetleyen hükümet, Kaznatcheev’in CIA tarafından kaçırılmasını engellemek için KGB’nin en yetenekli ajanlarını seferber etmiş durumda. Ünlü bilim insanı görüşlerini çok basit örneklerle açıklıyor:
“Eğer çalıştığınız bilgisayar aniden arızalanırsa suçu üretici firmada aramayın. Sizin stres içinde olmanız ya da çalışırken biraz bile olsa sinirlenmeniz aletin teknik donanımını etkileyebilir. Çünkü sıradan bir insan beyni, en üstün bilgisayardan daha güçlüdür ve insan bazen farkında olmadan doğanın kendine verdiği güçleri kullanabilir.”
Kaznatcheev’e göre eğer insan çok uzun zamandan beri görmediği birini yoğun olarak düşünürse ve o sıralarda ondan bir telefon, ya da mektup alırsa bu şans olarak nitelendirilmemelidir. Bu doğrudan, insanın yoğunlaştırdığı düşünceleri ile düşündüğü kişiyi etkilemesidir.
Kaznatcheev, son olarak Rusya televizyonunda katıldığı bir programda laboratuvarında bulunan bir bitkiyi uzun uzun gösterdi ve programı izleyenlerden bir saat süreyle sadece bu bitkinin gelişimini düşünmelerini istedi. Sonuç gerçekten şaşırtıcıydı, bitki çok kısa zaman zarfında akıl almaz bir gelişme sergiledi.
İşte Kaznatcheev’in araştırmalarının temelinde de, düşünce gücünün sonsuzluğunu yakalamak yatıyor. İnsanın bilinçaltına ulaşmayı amaçlayan parapsikolojiyi bilimle birleştirerek araştırmalarını sürdüren Kaznatcheev, bulgularının düşmanın teknik donanımını felç etmek açısından ileride çok önemli sonuçlar vereceğini, ancak bunun bir silah olarak değil, savaşları engelleyecek caydırıcı bir etken olarak kullanılmasından yana olduğunu belirtiyor.
İşte bu yüzdendir ki, DUA insana bahşedilmiş en mükemmel güç olarak tanımlanabilir.