İşte sizin beyniniz daha ana rahminde çeşitli takımyıldızlardan, değişik frekanslı kozmik ışınım bombardımanına tâbi tutulur...
Bu kozmik ışınlar, hücre yapınızın özündeki DNA ve RNA diye isimlendirdiğiniz genlerinizi dahi etkileyerek, çeşitli şekillerde programlar meydana getirir.
Dünya üzerindeki nesil−ırk−tür farklılaşmaları; MUTASYON adıyla tanımladığınız, kozmik ışınların genetik düzen üzerindeki etkileri ile meydana gelmiştir. Eskiler bu işlemi mecazî bir şekilde, benzetme yoluyla anlatmaya çalışırken; ‘Melekler, insanları ve canlıları etkileyerek, ilâhî istek istikametinde düzenler’ demişlerdir.
Bilim adamlarınızın bugün hâlâ çözemediği tür ve ırk sıçramalarının temelinde, hep mutasyon diye adlandırdığınız, kozmik ışınım etkileri, yani ASTROLOJİK ETKİLER ya da bir başka ifade ile meleklerin tasarrufları yatmaktadır.”
“Peki nasıl yazılıyor bu yazgı alnımıza?..”
“Cem hiç yakışmadı bu soru sana!.. Lütfen kopmadan takip et anlattıklarımı...
Beyninizde genetik katman vardır, bir... Rahimde 120. günde oluşan ön ana program vardır, iki... Doğana kadar ki süreç içinde programlanan ikinci katman vardır, üç... Bir de doğum anında programlanan katman vardır, dört...
Ayrıca bu programlar, beynin yaydığı çeşitli ışınsal yapıları dahi düzenlerler... Mesela, birimin 120. günde gelen kozmik ışınıma göre beyninde açılan bir devre, antiçekim dalgalarını üretirse, bu kişi ölüm ötesi yaşamda, sizin tâbirinizle ‘ruh’unu Dünya’nın çekim alanından kurtararak, uzayın çeşitli katmanlarına ya da sizin deyişinizle cennetlere açılabilir!..
Bunun gibi, istidat ve yetenekler dahi hep bu kozmik ışınlar tarafından programlanır...”
“Nasıl olur bu?..”
“Kullanmakta olduğunuz bilgisayarı düşün!.. Bu bilgisayarlar, bir beynin son derece minyatürize edilmiş en ilkel şeklidir... Önce o bilgisayarın beyin devreleri, yapması istenen işleve göre programlanır... Sonra, o program doğrultusunda veriler yüklenmeye başlanır…
Bunun gibi, beyniniz de önce, sizi vareden Kozmik bilincin gayesi istikametinde, programın oluşacağı günde Dünya üzerinde meydana getirilerek programlanır... Sonra o programa uygun verilerle yüklenmeye başlanır. Gerek bu programlanma ve gerekse yüklenme, sizin alınyazısı dediğiniz şeyden başka bir şey değildir.”
“Yani ben, şu sırada ne yaparsam yapayım, kendi irademle yapmıyorum da bu programımın gereğini mi yapıyorum?..”
“Şunu kesinlikle unutma ki, hiçbir birim, kendi programı dışında davranışları asla meydana getiremez!..
Sen, ister kendi hür irademle yapıyorum, de; ister kaderimi yaşıyorum, de; netice itibarıyla varoluş gayenin ve programının dışında bir şeyi yaşaman veya bir hedefe ulaşman asla mümkün olmaz!..
Zira her araç, varoluş programının gereğini yerine getirir!”
“Yani şimdi, biz, bir araç mıyız?..”
“Yapma Cem!.. Bırak şu beşerî duyguları!..
Sadece şu ortanın altındaki klasmanda yer alan Galaksinizi ele alsak, 400 milyar yıldız var içinde, ki pek çoğu Güneş’inizden kat bekat büyük!..
O Galaksi içindeki Güneş’iniz bir hiç hükmünde!.. ‘Güneş’ ismini taktığınız ana yıldızınızın yanında Dünya’nız ise milyonda bir nispetinde! Ve o Dünya’nın üzerinde sen veya türün, milyarda bir bile değilsiniz!..
Araç olsan ne olur, olmasan ne olur!..