Yirmi Yıl Aradan Sonra
“Yirmi yıllık çalışmadan ve uğraşıdan sonra sen Kur’ân ‘oku’duğunu sanıyorsun artık değil mi Cem?” diyordu Elf... Cem cevap verdi...
“Evet, artık o âyetlerde neler denmek istediğini anlıyorum galiba!..”
“Zaten eski yorumcular da senin gibiydiler hep Cem!..”
“Nasıl yani?.. Âyetleri okuyup, o kelimelerin geniş kapsamlı olarak mânâlarını ortaya koyarak; neler denmek istediğini araştırıp, çözüyorum!..”
“Doğru Cem!.. Evet, aynen öyle yapıyorsun!.. Zaten bütün TAKLİTÇİ YORUMCULAR da bunu yapıyor işte!..”
“Elf, lütfen!.. Daha geldiğin gece benim kafamı allak bullak etmeye başladın!.. Başka nasıl yapılabilir ki?.. En geniş kapsamlı olarak oradan mânâ çıkarmaya çalışıyorum, bu kadar yıllık birikimim ve bilgisayar gibi çalışan beynimle... Daha ne yapabilirim ki?..”
“Hiçbir şey yapamazsın; yaşayabilirsin!.. Cem olarak yaşıyorsun!.. Cem’likten soyun!.. Ve okuduğunu, SÖYLEYEN olarak YAŞA!.. O an’ı ve olayı yaşayan olarak yaşa!.. Ki böylece okuduğun yazıların, metinlerin, uyarıların, gerçekte neye işaret ettiklerini hissederek fark edesin!..”
“Elf, sen neler diyorsun?!! Ben onları anlamak için bütün ilmimle yöneliyorum okuduklarıma!..”
“Evet, tam mükemmel bir TAKLİTÇİ gibi!..”
“Elf, yapma ne olur, beni perişan ediyorsun!..”
“Gerçek seni perişan ediyorsa, ol! Ne çıkar! Kör bir TAKLİT EDEN olarak boyut değiştirmektense; perişan olmuş, ama gerçeği bulmuş, yaşamış ve hissetmiş bir HAKİKATİ YAŞAYAN olarak boyut değiştirmen bence çok daha iyidir!..”
“Bu kadar yıllık çalışmam boşa mı gitti yani?”
“Bu kadar yıllık çalışman, geldiğin noktada, iyi bir mukallit olduğunu fark etmene ve kavramana yaradı!.. İyi bir gelişme değil mi?..”
“Peki benim bu kadar anladıklarım ne olacak?..”
“Onlar senin, veritabanına GÖRE, yorumlarındı!.. Bir de olayı ve kişiyi YAŞAYARAK, bak bakalım o konunun içyüzüne; acaba ne göreceksin?”
“Elf, bu kadar yıldan sonra, bana bu yapılır mı?..”
“Cem, eğer sana bunu yapmasaydım, kendini işin hakikatine ermiş, mutlu bir fâni olarak sanıp, öylece cennetini yaşayacaktın; kör olarak!”
“Oysa şimdi ne olacağım Elf?”
“Belki, işin hakikatini, kişi ve olayın hakikatiyle özdeşleşerek fark etmeye; ve ona göre boyutsal yaşamaya geçeceksin! Varlıkların özünde, o varlıklar olarak yaşamaya başlayacaksın!.. Sonra da yeni açılımlara geçeceksin...
Bu yalnızca TAKLİTÇİ sınıfından çıkıp, Gerçek Kapısı’ndan içeri girebilmek için gerekli adım Cem!..”
“Elf, inan ki sana duygularımı anlatamam!.. Beni gerçekten yıktın!.. Bu kadar yıllık çalışmadan sonra!..”
“Unutma! ‘Sen’ olarak da yaşayabilmekteyim ve seni çok iyi anlamaktayım! Sükûtuhayaller daima, gerçeklerle karşılaşmaktan doğar... Ne kadar çok sükûtuhayalin varsa, o kadar gerçekle karşılaşırsın... Bu da senin yararınadır.”