Mi’râc
Gavs dedi:
−Rabbimi gördüm ve “mi’râc”tan sordum...
Buyurdu ki;
−Mi’râc, benden gayrı her şeyden urûc’tur!.. “Mi’râc”ın kemâli de, nazarının gayrına kaymaması ve isyan etmemesidir!
Mi’râc önce Efâl âleminden olur... Efâl âleminden mi’râc, isimlerin müsemmalarının Allâh’ın gayrı olarak mevcut olduğu fikrinden ve zannından kurtulup, Tek fâili Mutlak’ı müşahede etmektir...
Eğer bundan devam edecek istidat mevcut ise, urûc bu defa Esmâ mertebesinde olur ve tüm isimlerin mânâlarının hep aynı Zât’a ait olduğu müşahede edilir...
Sonra mevcudatın Zât’ının TEK olduğu tespit edilir!..
Urûc bundan sonra da devam ederse, “NEFS”inin hakikatinin dahi “O” olduğu yaşanır ve kişilik kavramı tümüyle yok olur... Varlığında Bâkî Allâh’tır!
Urûc bundan sonra biter, mi’râc tamam olur...
Ya sonra?..
Seyr başlar!
Zâtıyla Esmâ’sını seyretmededir...
İlminde!..
“Gayrı” kavramına ve kelimesine yer yoktur bu vadide!..
Zâtıyla, Zâtını seyretmededir dehr içre!..