Sayfayı Yazdır

Sırra Erenlerin Mısraları Arasında

      Aşikârdır Zât-ı Hak, görmeyi bir dilesen!..

“BEN”liğidir var olan, adını bilebilsen!..

          Düşünürsün ki varsın, oysa bu varsayımın…

           Zât-ı Hakk’tır varlığın, “NEFS”ini görebilsen!..

                                                                        AHMED HULÛSİ

 

Bahr-i vahdet kaplamıştır kâffe-i mahlûka bak

BİRliği görmek dilersen cümle-i mevcuda bak

               İnd-i Sâni’de bütün mahlûk TEK bir NOKTAdır

               Kâinatın cümlesi bu, NOKTAda bir NÜKTEdir

NOKTAdan AŞK zâv-ı şems-âsa edüp kendin âyân

Maksâd-i tekvin-i âlem, AŞK imiş oldu beyan

             Aşkıdır insana, kâmil namını tevcih eden

             Aşkıdır insanı, terk-i cennete teşvik eden

Aşktır rüsva eden nefsin tekebbür tavrını

Aşktır ihsan eden umman-ı feyzin gavrını

             Ehl-i aşkın gam-küsari bil ki çeşmi yaşıdır

             Bu sebepten âşıkın gam, muhterem yoldaşıdır

Hasret-i mâşuk, Ken’an âşıki giryân eden

Fırkat-i cânândır ancak kalbleri suzan eden                           

                                                                        KEN’AN RİFÂÎ

 

Sana insan, zaman, kâinat âşık

BİRsin büyüksün ulu Subhan

Seni tavsife değil lâyık

Cümle SENsin, Zât’ın kâmilde pinhan

 

Bülbül öter, dağlar iner, su çağlar,

Aşk hayran, âşık giryan, mazlum ağlar

Güler mâşuk, âşık hem yanar parlar

Cümlenin hâli SENden, ulu Rahmân

 

İns-ü can cümle mevcud, bir alettir

İşleyen SENsin, bunlar bir âyettir

Görünen SIFATINdan ibarettir,

Ayinen her şey, inkâra yok iman

 

Bilen, hem söyleyen, hem işleyen

SENsin el-Hak, cümleden BİR görünen

Ken’an’da da daim Allâh var, diyen

SENsin Allâh, sensin ancak bi-gümân

                                                                        KEN’AN RİFÂÎ

 

Ey mir’at-ı mücella, ben SEN imişsin;

SEN’in kendin seyrettiğin yer hep ben imişsin!

             Kesret ile vahdet dediğim hep SEN imişsin,

             Sanırken beni ben, meğer hep SEN imişsin!

Tam kendimden kendime yol buldum derken,

Urûc eden, Mir’âcda erilen Zât hep SEN imişsin!

                                                            MÜBECCEL SÖNMEZ

  

Çok basite indirip en zoru sordun!

Hangi müşkül olsa üstünde durdun...

Gönül saatlerini hep BİRe kurdun,

Fikir oklarıyla hedefi buldun!

             CÂMİ’de sâf olup namaza durduk...

             İmamımız SEN oldun, Cuma’yı kıldık..

             Eğilip “dal” olduk, haddimiz bildik;

             “Mim” harfi gereği secdeyi bulduk!

Öğretip gösterdi ne varsa Bizde…

Gözde ayrı olsak da hep “BİR”iz “öz”de

Duam, bu bilgiler kalmasın sözde;

Aşk ile diyelim “öz”deyiz “öz”de!

                                                             AYŞEGÜL KAYTAZ

 

Aşk imamdır bize, gönül cemaat,

Kıblemiz DOST yüzü, daimdir salât

             Gönül secde kılur DOST mihrabında

             Yüzün yere vurup kılur münacaat

Beş namaz tertibi bir vakte geldi

Beş bölük olu ben kim kıla tâat

             Şeriat der sakın şartı bırakma

             Şart ol kişiye kim ede hıyanet

Doğruluk bekleyen dost eşiğinde

Gümânsız ol bulur ilâhî devlet

             Bir kimse dinine hilaf demeziz

             Din tamam olucak doğar muhabbet

Dost yüzün görücek şirk yağmalardı

Onun için kapıda kaldı şeriat

             Yunus öyle esirdir Dost eşiğinde

             Diyeler, kurtulmaya ezel-ebed

                                                                        YUNUS EMRE 

75 / 84

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!