Sensin bize bizden yakın, görünmezsin hicap nedir?..
Çün aybı yok görklü yüzün, üzerinde nikab nedir?
Sen eyittin Ey Padişah, “Yehdillâhu limen yeşa”…
Şerikin yok hâşâ, suçlu kimdir, ikab nedir?
Rahimdürür senin adın, Rahimliğin bize dedin,
Mürşidlerin müjdeledi, “lâ taknatu” hitap nedir?
Kani bu mülk sultanı, bu ten ise kani canı,
Bu göz görmek diler anı, bu mebdeü mead nedir?
Yunus bu göz anı görmez, görenler hod haber vermez
Bu menzile akıl ermez, bu koyduğun SERAP nedir?
YUNUS EMRE
İlim, ilim bilmektir; ilim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin; ya nice okumaktır!
İlim okumadan murat, kişi Hakk’ı bilmektir.
Çün okuyup bilmezsin, ha bir kuru emektir!..
Okudum bildim deme, çok tâat kıldım deme;
Eğer Hakk’ı bilmezsen, bu kuru laf etmektir!
Yirmi sekiz hece, okursun uçtan uca!
Sen “elif” dersin hoca, mânâsı ne demektir?
Yunus Emre der, hoca, gerekse ver yüzümce
Cümlesinin yekreği, BİR gönüle girmektir!..
YUNUS EMRE
Gerçek âşık oldun ise, cihan nakşı nendir senin?
DOST aynasın baktın ise, suret nakşı nendir senin?
Humhane ile puthane, mescit olmuş gerçek cane,
Gel işin verme ziyane, yalancılık nendir senin?
Sen, senliğin terkin urgil, gel o dine gönül vergil;
Yele ver menzile ergil, geri kalan nendir senin?
Yiyip yedir gel fakire, eksilirse Allâh vere
Bir gün tenin yere gire, arta kalan nendir senin?
Gör, göç yolundan kamusun, terk et bu dünya kaygısın
Kogil bu fâni sevgisin, âşık olan nendir senin?
Gel gidelim DOST’tan yana, nedir cevabın çün bana,
Ne seversin bu dünyayı, söyle cihan nendir senin?
Yunus al aşk bâdesinden, kat’i iksir olmuş gibi
Bir hod iken erdin Hakk’a, ayrık olmak nendir senin?
YUNUS EMRE
Canlar CAN’ını buldum, bu canım yağma olsun,
Assı ziyandan geçtim, bu dükkanım yağma olsun!
Ben, benliğimden geçtim, gözüm hicabın açtım,
DOST vaslına eriştim, gümânım yağma olsun,
Ben’den benliğim gitti, hep mülkümü DOST tuttu,
Lâ mekâna kavm oldum, mekânım yağma olsun
Taalluktan üzüştüm, ol DOST’tan yana uçtum
Aşk divanına düştüm, divanım yağma olsun!..
İKİLİKTEN usandım, BİRlik hanına kandım,
Derdi şarabın içtim, dermanım yağma olsun!
Varlık, çün sefer kıldı, DOST ondan bize geldi,
Viran gönül Nûr oldu, cihanım yağma olsun!
Geçtüm bitmez sağnıçtan, usandum yazu kıştan,
Bostanlar başın buldum, bostanım yağma olsun!
Yunus ne hoş demişsin, balu şeker yemişsin,
Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun!
YUNUS EMRE
Hakikat bir denizdir, şeriat onda gemi
Çokları gemiden çıkıp denize dalmadılar!
Hakikat erenlerin şerr ile bilmediler
Hakikat diriliğine çün riya demediler
Çoklar gelmiş kapıya, şeriat tutmuş durur;
İçeriye girip de ne vardır bilmediler!
Dört kitabı şerh eden, hakikatte âsidir;
Zira tefsir okuyup, mânâsın bilmediler!..
Şeriat oğlanları, bahsedip dâvâ kılur;
Hakikat erenleri, davaya girmediler!
Ödünü sıdır, eğer bu yolda girdin ise,
Ödünü sıdırmayan, bu yola gelmediler.
Yunus nefsin öldür bu yola geldin ise;
Nefsin öldürmeyen, bu demi bulmadılar.
YUNUS EMRE
İster idim Allâh’ı buldum ise ne oldu?
Ağlar idim dünü gün, güldüm ise ne oldu?
Erenler meclisinde, ben pâre gül idim,
Açıldım el geldim, soldum ise ne oldu?
Danişmentle âlimin, medresede bulduğun,
Ben harabat içinde buldum ise ne oldu?
Erenler meydanında yuvarlanır top idim,
Padişah çevganında kaldım ise ne oldu?
İşit Yunus’u işit, yine derviş oldu o,
Erenlerin mânâsına, daldım ise ne oldu?
YUNUS EMRE