Hâlid el-Hazza (r.a.) şöyle dedi: “Hasan Basri’ye dedim ki;

Anlat bana, Âdem gök için mi, yeryüzü için mi yaratıldı? Hasan Basri:

Yeryüzü için, dedi.

Ne dersin, korunup da malûm ağaçtan yemeseydi?.. dedim.

Ondan yemek zorundaydı (çünkü bu mukadderdi)... diye cevap verdi.

Allâhû Teâlâ’nın “Siz onun aleyhinde (kimseyi) fitneye sürükleyecek kudrette değilsiniz. Meğer ki o cehenneme girecek kimse olsun” (37.Sâffât: 162-163) âyeti hakkında bana malûmat veriniz.. dedim.

Hasan Basri:

Şeytanlar onları dalâlete saptırmaya muvaffak olamaz­lar, ancak Allâh’ın cehennemlik olduklarına hükmettiği kimseler müstesnadır, diye cevap verdi. (Ebu Davud)

* * *

Hâlid el- Hazza (r.a.) Hasan Basri’den:

Yüce ALLÂH’ın “Bunun için onları yarattı” (11.Hûd: 119) âyeti hakkında sordu.

Hasan Basri:

Onları cennet, ötekilerini de cehennem için yarattı, diye cevap verdi.

* * *

(Ebu Davud) Enes (r.a.) şöyle demiştir: “Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem) sık, sık:

Ey kalpleri çeviren Allâh, kalbimi dinin üzerine sâbit kıl! diye dua ederdi. Biz de kendisine:

Yâ Rasûlullâh, sana ve getirdiklerine iman ettik, bizim için (hâlâ) korkuyor musun? diye sorduk.

Evet, çünkü kalpler, ALLÂH’ın parmaklarından ikisinin arasındadır; dilediği gibi onları çevirir, buyurdu. (Tırmızî)

Müslim’in lafzı şöyledir:

İnsanoğullarının kalplerinin hepsi bir tek kalp gibi, Rahmân olan Allâh’ın iki parmağı arasındadır; dilediği gibi onu çevirir.

* * *

Ebu Hüreyre (r.a.)dan: “Allâh Rasûlü (sallâllâhu aleyhi vesellem) şöyle buyur­muştur:

Her doğan, ancak fıtrat üzere doğar; sonra ana ve babası onu yahudi ve hrıstiyan ve mecûsi yaparlar.

Tıpkı bütün uzuvları tamam olarak hayvan yavrusunu dünyaya getirdiği gibi; siz o yavruda bir eksiklik görür müsünüz?!!

Sonra Ebu Hüreyre (r.a.):

İsterseniz, “Yüzünü ALLÂH’ın o fıtratına çevir ki; insanları, o fıtrat üzerine yaratmıştır.(30.Rûm: 30) meâlinde­ki âyeti okuyunuz dedi. (Buhari, Müslim, Ebu Davud-Tırmızî)

Cennetteki uzun boylu adam, İbrahim a.s.’dır. Etrafındaki çocuklara gelince, onlar fıtrat üzerine ölen her çocuktur. Müslümanlardan biri:

Yâ Rasûlullâh, müşriklerin de küçük çocukları buna da dâhil mi? diye sordu.

Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem):

Evet müşriklerin de çocukları, buyurdu. (Buhari)

Ebu Hüreyre (r.a.)’dan:

Rasûlullâh’a (sallâllâhu aleyhi vesellem) müşriklerin küçük yaştaki çocukları hakkında (âhiretteki durumları nedir, diye) sordular.

Rasûlullâh (sallâllâhu aleyhi vesellem):

Onların (çocukken ölmeselerdi) ne amel işleyeceklerini Allâh en iyi bilir, buyurdu.(Buhari, Müslim, Tırmızî)

Aişe (r.a.) şöyle demiştir:

Bir küçük çocuk öldü. Ben de, ne mutlu ona, cennet serçelerinden bir serçe! dedim. Rasûlullâh (s.a.v.):

Bilmiyor musun ki, ALLÂH cennet ve cehennemi yarattı; birincisi için birtakım insanlar yarattığı gibi, ikin­cisi için de birtakım insanlar yarattı!..

Bir diğer nakilde;

“Allâh cennet için birtakım insanlar yarattı ve bunlar babalarının omurga kemiğinde iken daha cennetlik yaptı. Cehennem için de birtakım insanlar yarattı ve bunları da babalarının omurga kemiğinde iken (daha) yarattı...” (Müslim-Ebu Davud)

Aişe (r.a.) şöyle demiştir:

Yâ Rasûlullâh müminlerin küçük yaşta ölmüş olan çocuklarının (âhiretteki durumu) nedir? diye sordum.

Onlar babalarındandır, buyurdu.

Hiçbir amel yapmadan nasıl olur? dedim.

Onların ne amel işleyeceklerini ALLÂH en iyi bilir, buyurdu.

Yâ Rasûlullâh, ya müşriklerin küçük çocuklarının durumu ne olacak? diye sordum.

Onlar da babalarına bağlıdır, buyurdu.

Hiçbir amel işlemeden mi? diye sordum.

Allâh onların, yaşasalardı, ne amel işleyeceklerini en iyi bilir, buyurdu. (Ebu Davud)

Allâhû Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“BİR RASÛL GÖNDERMEDEN HİÇBİR KAVMİ HELÂK EDER OLMADIK!” (17.İsra’: 15)

* * *

28 / 51

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!