İşte bu davranışları ortaya koyman da Kurân’da; “HAKK’I TAVSİYE ETMEK” anlamına gelen âyet ile tarif olmuştur.
Hakk’ı tavsiye etmekten mânâ; senin karşındakine, bütün isimlerin hakkını dengeli olarak zâhire çıkarmasını tavsiye etmektir!.. Yani, senin tavsiye edeceğin fiiller, neticede onu, bu dengeli ortaya koyma hâline sürükleyecektir.
Bir başka mânâya işaretle de “BilHak” diyor. Bu “BilHak” sözünün, bir anlamı da; “Hak olarak” tavsiyede bulunurlar demektir.
Hakk’ı tavsiye edenlerden öte, bir de “Ve tava sav Bilhak” diyor. “BilHak” demek; “Hak olarak” tavsiyede bulunurlar demektir. Hak olarak tavsiyede bulunmak, Esmâ mertebesinden tavsiyede bulunmak demektir. Esmâ mertebesinden tavsiyede bulunmanın mânâsı, ona kendi Rabbini idrak ettirip bu idrakının neticesi olan fiilleri ortaya koymasını söylemek demektir!..
Nübüvvetin özünde yatan sırlardan bir tanesi de budur!.. Hak olarak tavsiye etmek!.. “Senin üzerine, Hakk’ı tavsiye etmekten başka bir vazife yoktur” hükmü; “Din nasihattır, tavsiyedir” hükmü bu noktalardan gelir!.. Demek ki ilâhî olduktan sonraki durum, Rabbanî olduğun anlamda anladığın gibi değil!
Evet, mâdemki bütün isimlerle ahlâklandın, bütün isimler sende; yeryüzündeki bütün fiiller de dolayısıyla senin fiilin; öyleyse dilediğin fiili ortaya koy!.. İş öyle değil!.. Yeryüzündeki bütün fiillerin, Allâh’ın fiili olması, o fiillerin meydana getiricisi olan isimlerin, Allâh’a ait olması hasebiyledir!
Ama o fiiller Allâh’a ait değildir!.. O fiiller, fâilin Rabbine aittir!..
Burası çok ince bir noktadır, burayı çok iyi anlamak lazım. O terk dediğimiz fiilin sahibi hem Allâh’tır, hem değildir!
Allâh’tır; çünkü o fiili meydana getiren isimler Allâh’a aittir. Fakat, o fiilin fâili Allâh değildir!.. O mânâların, o mahalde, öyle bir terkip hükmüyle var olması neticesinde o fiil meydana gelir; eğer o terkibiyet hükmü olmasa, o terkip şekli olmasa, o fiil meydana gelmeyecek! Dolayısıyla bu açıdan bakarsan, o fiil senin nefsindendi veya onun nefsindendir!..