Sâfiye’nin hâlini zaten ne tarif edebiliriz ne konuşabiliriz!.. O Zât mertebesidir! Zât tecellisidir!.. Zât hakkında zaten konuşulmaz!.. Zât hakkında konuşulmadığına, anlaşılmadığına göre, onun tecellisi nasıl olur bu da konuşulamaz! Dolayısıyla Sâfiye hakkında söz etmek muhaldir!
Öyleyse esas olarak kendini bilmenin üç derecesi var. Birincisi Levvâme, ikincisi Mülhime, üçüncüsü Mutmainne hâlleri.
“Mutmainne”ye kadar olan biliş, Rabbini tek olarak biliş, Rabbini biliş neticesi. “Mülhime”de ilhamî hitaplar gelmeye başlıyor. Değişik ilhamlar arasında ilâhî olanlar da mevcut! İlâhî olan hitabı almaya başlarsa, o zaman Mutmainne’ye yönelmek zarureti hâsıl oluyor.
“Mülhime”de Rabbanî hitaplardan ilâhî hitaplara yönelme durumu söz konusu! Ancak, ilâhî hitaplarda itminan hâsıl olursa, o zaman işte “Mutmainne nefs” oluyor ve neticesinde de “Velîullâh” oluyor, yani “velîsi Allâh” oluyor. Allâh’ın ahlâkıyla ahlâklanmaya başlıyor!.. Ve “Allâh ehli” olma yolu açılıyor. “Ehlullâh” olma yolu açılıyor.
Bu arada hemen şu önemli noktayı vurgulayalım:
Velâyet, Allâh’ı tanıma işidir. Allâh’ı tanımanın ise tek yolu “Vahdet” sırrına ermektir. Şükür, rıza, fakr, muhabbet ancak “vahdete” götüren basamaklardır.
Bunların neticesinde “Vahdet” oluşmuş ise, “velî”lik kapısı açılır!.. “Vahdet” sırrına erişmemiş velî olmaz!..
Tasavvuf bütünüyle “vahdet” sırrına yönelme işidir!.. Kişilikten, benlikten, kendini bir birim olarak kabullenme hâlinden kurtulup, vahdet deryasına garkolmadan Allâh bilinmez!.. Allâh, böylece bilinmeyince de “velîlik” oluşmaz.
Halk; kişinin ameline, davranışına, sözüne bakarak, kendisinden ileride olana hemen “velîlik” etiketini takıverir!..
Oysa gerçekten, o kişinin “velî” olabilmesi için, o kişide mutlaka “vahdet” sırrının yaşanmış olması ve “Allâh ahlâkıyla ahlâklanmış” olması ve bu yolla Allâh’ın bilinmiş olması mecburiyeti vardır.
Zaten daha “Mülhime”de bu husus kişiye açılmaya başlar. Mutmainnede de “Tevhid” tümüyle yaşanır.
“Tevhid”in “Vahdet”e dönüşmesi ise ancak “Mardiye”de hâsıl olur.
Evet bu gerçek velîlere gelince...