Onun içindir ki, ancak ve ancak, beşer,“İlâhî Din” ile kurtuluşa erebilir. İlâhî mahiyet arz etmeyen dinlerle, beşerin kurtuluşu söz konusu değildir!..
Nitekim... “ALLÂH İNDÎNDE DİN İSLÂM’DIR” diyerek; dinin ne olduğunu açıklama yönüne gidiyor, Kur’ân!..
Burada dinin İslâm olduğu; ancak “İslâm” olacağı anlatılıyor!..
Dinin “İslâm” olması ne demek?
Dinin ancak “İslâm” olması şu demek:
Terkipler, terkibiyetinin tabii neticesini ortaya koyar. Terkipler, terkiplerinin tabiatı dolayısıyla yani terkibiyetlerinin tabii neticesini ortaya koyması sebebiyle, ortaya koyuş mahalleri itibarıyla bulundukları ortamdan dışarıya taşamazlar, geçemezler!.. Çünkü, terkiplerinin sonucu o kadardır! O terkiple, o kadar güç elde eder ve o kadarla kalır!..
İslâm Dini, değişik isimlerin mânâlarını ortaya koydurucu değişik isimlerin mânâlarını ağırlıklı olarak kuvveden fiile çıkartıcı fiillere seni sevkeder!..
“Şu şu şu fiilleri yap” der! Sen bu fiilleri yapmakla, değişik isimlerin mânâlarını kuvveden fiile çıkartmak dolayısıyla da, senin terkibinde genişlemeler, güçlenmeler oluşur ve nihayet değişik bir ruhaniyet elde etme durumuna gelirsin; veya bir diğer ifadeyle enerji elde etme hâli hâsıl olur.
Peki “İslâm” kişiden ne ister?..
İslâm’ın kişiden ilk isteği “Kelime-i Şehâdet”tir...
“Lâ ilâhe illâllâh” diyebilmen... Buna “şehâdet” etmen, sonra da bunu bildiren Zâtın “Allâh’ın Rasûlü” olduğunu kabullenmendir…
Öyle ise geldik “Kelime-i Tevhid”e...