“Mehdi” Meselesi
7 - Yüz yıllardır olduğu gibi, günümüzde de birtakım insanlar bazı hadîs-î şerîfleri yanlış yorumlayıp, âdeta, “BEYAZ ATLI, ELİNDE SİHİRLİ KILIÇ” olan bir “MEHDİ”nin sanki gökten iner gibi gelip; bütün insanları zorla müslüman etmesini, Dünya devletlerinin rejimlerini değiştirmesini, bütün fakirleri zengin edip, kurtla kuzunun dost bir hâlde yaşatılmasını beklemektedirler.
Böyle olağanüstü güçlü bir kişi gelebilir mi?.. Gelirse, uzay teknolojisine sahip Amerika’nın tüm gücüyle arka çıktığı İsrail’i nasıl ortadan kaldırır?.. Elindeki sihirli kılıçla, nasıl bir anda tüm rejimleri yıkıp İslâm Dini’ni esas alan devlet düzenini kurar!!? Bilemiyorum!..
Allâh’ın yeryüzündeki en sevgili kulu olduğuna inandığımız Hz. Muhammed (aleyhisselâm)’ın sahip kılınmadığı böylesine olağanüstü güç O’na verilir mi verilmez mi bilemem!..
Toplumların çok çok büyük çoğunluğu, dünyevî menfaatlerini ölüm ötesi menfaatlerden üstün tutarken; ölüm ötesi yaşamın gerçeklerini idrak etmeyip, sadece âdet kabilinden, şartlanma yollu bazı ibadetleri tatbik edip; idrak düzeyinde din hakkında hiçbir karara varamazken; böyle bir “BEYAZ ATLI”nın pat diye orta yere çıkacağını hiç sanmıyorum!..
Geçmişte sayısız değerli âlim ve evliyadan olduğu söylenen zevâtı kirâm Mehdi’nin önlerindeki yüzyılın başında geleceğini umduklarını söylemişler ve bunların hiçbiri de gerçekleşmemiştir.
Esasen, gelmemesi için gerekli işaret de söz konusudur ki, gözlerden kaçmıştır. Bu işaret şudur:
Bu konuyla ilgili hadîs-î şerîflerde şu hususun üzerinde durulmaktadır.
Hz. Mehdi görevde iken İsa aleyhisselâm dünyaya inecektir. Ve beraberce bir süre yaşayacaklardır. Ve bu arada Deccal çıkmış olacak, Hz. İsa tarafından da öldürülmüş olacaktır.
İşte Hz. İsa’nın gelişi sırasında, müslümanların başında olacağına işaret edilen “MEHDİ”den;
“Sizden olan imamınız başında olduğu hâlde” diye bahsedilmektedir konuyla alâkalı hadîs-î şerîflerde.
Yani, çoğunluk, İslâm Dini’ni bütünüyle kabul etmiş ve dinin gereklerini tatbik eder hâle gelmiş iken anlamı da mevcuttur muhtemelen bu ifadede.
Oysa bugün Dünya üzerinde, genelde İslâmî esasları arzulayan bir çoğunluk mevcut değildir. Ve “sizden olan imam” yani böyle bir topluluğa dayanan “lider” de gelemez.
Hz. Rasûlullâh, yaşamını insanların belli şeyleri idrak edip, iman edip tatbik etmeleri ve böylece ölüm ötesi yaşamın tehlikelerinden kendilerini kurtarabilmeleri için değerlendirmiştir.
Bizlere de düşen, çevremizi, ölüm ötesi yaşamın gerçekleri hususunda uyarmak, ona göre tedbir alınmasını tavsiye etmek ve bildiklerimizi onların anlayacağı şekilde izah etmektir.
Mehdi dahi geldiği zaman, ki hadisler böyle bir Zât’ın geleceğini haber vermektedir, insanları geleceğe yönelik tehlikelere karşı uyarma görevini yerine getirecektir zannediyorum. Ve bu çalışmalarında, üstün bir kabiliyetle yaratılması sonucu yani takdir sonucu, öylesine muvaffak olacaktır ki; bir hac döneminde kendisini ilan etmesini isteyecekler; o neticede bunu kabullenecek ve daha sonra onu ortadan kaldırmak üzere Ortadoğu’dan üzerine bir ordu yollanacak ve neticede bu ordu yere batacaktır!.. Hadîs-î şerîflere göre!..
Cenâb-ı Hakk’ın kanunları asla değişmez! Dolayısıyla, yaşamda kitleleri altüst edecek olağanüstülüklere de katiyyen yer yoktur!.. Endonezyalı veya Pakistanlı veya Arabistanlı ya da bir başka ülkeden çıkıp, insanlığa İslâm Dini’nin niye, niçin, hangi gayeyle gelmiş olduğunu idrak ettirici bu yüce kişi gelip, çalışmalarını ortaya koyana kadar, esas bizim kendi bünyemizde yapmamız gereken çalışmalar önemlidir.
Mehdi gelmeden öldüğümüz takdirde; “Biz Mehdi’yi bekliyorduk da onun için daha hazır değiliz” gibi bir mazeret, asla bizi ölüm ötesi yaşamın gerçeklerinden kurtarmayacaktır!..
Mehdi zamanı geldiğinde, gelir ve vazifesi neyse yapar ve ölümü tadar!..
Ancak, biz varız ve ne zaman da ölümü tadıp, bu dünyayı terk edeceğimiz meçhul!!! Belki çok kısa bir süre sonra.
Soralım kendimize?
Ölüm ötesi yaşamın gerçeklerini biliyor muyuz ve o yaşama hazır mıyız?..
Şayet cevabımız “hayır” ise, bize düşen, her şeyi düzeltecek olan Mehdi Hazretlerini beklemek değil, bir an önce kendimizi ölüm ötesi yaşama hazırlamaktır.