İşte bu ortaya koyduğun davranış, olayların sana hükmetmesi denen şeydir!.. Peki olayların bana hükmetmesi değil de; benim olaylara hükmetmem söz konusu olursa, benim ne türlü davranmam gerekir!.. Senin o türlü davranman gerekir ki, o davranış senin tabiatının veya alışkanlığının veya şartlanmanın sonucu olmayıp; ilâhî düzeni veya geçerli mekanizmayı müşahede ederek, o anda senin birimselliğin açısından en uygun olan davranışı ortaya koymaktır. Senden bir davranış çıkacak, bu davranış, mekanizmanın çalışması işlevine göre, senin yönünden, senin saadetini gerektirecek biçimde olacak!.. Alışkanlığın yönünden, şartlanman yönünden değil! Böyle olmadığı takdirde, yapının gerektirdiği davranış olur ki, böylece sen olayların akışında, olaylara tâbi olmuş olursun!..
“Din”in mânâsı; senin ebedî saadetini meydana getirecek ilâhî hükümler, değil miydi?.. Senin saadetin derken, senin saadetinden murat nedir?.. Zâtını ve sıfatını, belli terkip kayıtlarının ötesinde kendini tanıman değil miydi? Bu terkip kaydından kurtulman için de senin, terkibinin gerektirdiği davranışları terk edip, ilâhî isimlerin genişliği içinde, belli davranışları ortaya koyman icap etmiyor mu?.. İşte bu davranışı ortaya koyabilirsen, terkip zorlanmasını kırmış, terkip sınırlarını aşmış, ilâhî isimlerin genişliğinde bir davranışı ortaya koymuş olursun!..
Bu ortaya koyduğun davranış, olayların sana hükmetmesi değil; olaylara karşı senin ikinci bir yön vermen şeklinde değerlendirilir!..
Senin karşılaştığın bir olay var… Bu olay, bireysel mânâda herhangi bir maddi menfaatini veya dünyalık bir menfaatini sağlayacak veyahut seni toplumsal şartlanmaya uygun bir davranışa itekliyor...
Mesela bir arkadaşını, her görüşte “selâm” diyerek selâmlaşıyorsun... Bu senin normal şartlanmanın gereği olarak, yaptığın bir davranış!.. Şimdi yapılacak şey şu; gene selâm vereceksin!.. Ama “Esselâmu aleyküm” diyeceksin!..
Esselâmu aleyküm derken “Selâm” isminin mânâsını, evvela senin idrak etmiş olman lazım!.. “Selâm” ismi, selâmete çıkma mânâsındadır!..
“Sen”den, selâmete çıkma!.. Terkip kayıtlarından selâmete çıkma!..
Selâm isminin mânâsı; ilâhî isimlerde yüzme, gezme, o mânâlar içinde seyretmek hâlidir!.. Ancak bu da Allâh’ı bilmekle mümkün olur... Yani, sen ona “Selâm olsun sana” dediğin zaman, terkip kayıtlarından azâde olma, kurtulma, selâmete erme mânâsında olarak bilinçli şekilde, böyle bir temenni ile selâm vermelisin!..
Bunu yaptığın zaman, bunda bir şartlanma, bir alışkanlık, bir tabiat terkibi söz konusu olmayıp; şuurlu olarak ortaya koyduğun bir fiil ve karşındakine şuurlu olarak bir yönelme söz konusudur!..
Böyle davranabildiğin zaman, olaya “sen” hükmetmiş olursun!.. Şuurlu olarak!.. Kendin yön vermen kaydıyla… Ama bu böyle olmayıp da ilk anlatılan biçimde olursa, o terkibinin gerektirdiği, şartlanmanın ortaya koyduğu bir alışkanlığın dile gelişidir…