Rahmeti Çığa Döndürdük
“İslâm Dini” bize ulaşan en büyük rahmettir... Tıpkı yağan kar gibi!
Sayısız yorumlarla oluşmuş müslümanlık anlayışı ise çığa benzer; önüne çıkanı ezer! Zira günümüzde, “İslâm Dini” öylesine zorlaştırılmış, öylesine tanınmaz hâle gelmiştir ki, tarifi mümkün değil!
“Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; sevdirin, nefret ettirmeyin!”
şeklindeki Rasûlullâh uyarısına rağmen, insanları “İslâm Dini”nden uzaklaştırmak için ne gerekliyse yapılıyor! Hatta, denilebilir ki insanlar ile “İslâm Dini” arasındaki en büyük engel müslümanlardır! Kur’ân-ı Kerîm’in 23 yılda nâzil olduğu unutulup; yeni doğmuş çocuğa çok yararlıdır diye biftek yedirilmeye kalkışılmakta; böylece pek çoğunun yitirilmesine yol açılmaktadır! Hele camilerdeki, kurslardaki anlatımlarla ürkütülüp, korkutulup kaçırılanların haddi hesabı yoktur!
Herkes kendi anlayışına uymayan müslümanı “kâfir” diye damgalayıp; böylece kendini tatmin ediyor! Hatta, “katli vacip” diyerek öldürmeye bile çalışıyor... Oysa bu konuda Allâh Rasûlü’nün hükmü çok açık:
“Birisine kâfir derse kişi, eğer muhatabı da imanlı biri ise kendisi “kâfir” olur!”
Gel gör ki bugün Afganistan’da ve daha birçok yerde müslümanlar birbirlerini “kâfir” ilan ederek, öldürüp duruyorlar!
“Birbirine kılıç çekerse iki kişi, ölen de öldüren de cehennemdedir!”
uyarısına rağmen!
Türban takmayan veya kravat bağlayanları “kâfir” ilan edenlerin ise haddi hesabı yok! En büyük şaklabanlık ve aldatmaca da, siyasî ya da ekonomik beklentileri olanların, kendilerini desteklemeyenleri “kâfir” ilan etmeleri!
“İslâm Dini”ne ve Allâh Rasûlü’ne göre... Aklı başında yani anlamını tasdik ederek “Lâ ilâhe illâllâh diyen cennete girecektir”!..
İstisnası olmaksızın herkes cehennem denilen ortama girecek; daha sonra da herkes Dünya’daki çalışmalarının karşılığını alacak; oradakilerden bir kısmı cehennemden çıkarak cennete gideceklerdir... Bunların detayları Kur’ân-ı Kerîm’de çok açık bir şekilde anlatılmaktadır...
Dolayısıyla insanları, bunu yaparsan cehenneme gidersin, diye ikide birde tehdit etmek doğru bir şey değildir... Zaten herkesin “güzergâhı üzerindedir cehennem”... Önemli olan, yapılan çalışmalarla (ibadetlerle) oradan en az zararla geçmektir!
Kişilerin teklif edilen çalışmalardan bir kısmını yapamamaları ne onları dinden çıkartıp “kâfir” yapar; ne de bize onları küçük görme hakkını verir... Aksine, “fâili hakiki”yi görememekten dolayı kendi imanımızı tehlikeye atarız!
“İslâm Dini” akla ve mantığa hitap eder; akıl özürlüler muhatabı değildir! Nakil Dini de değildir! İnsanlar, bizâtihi araştırarak, anlayarak, idrak ederek iman ve tasdik ederler! Nakil dinidir, diyerek, insanları, ezberci ve taklitçi konumuna sürüklemek çok büyük bir vebaldir! “Eşrefi mahlûk” ve “Halife” olarak var olmuş bulunan insanları, “Sen anlamazsın, taklit et” diyerek sürüler hâlinde gütmenin Allâh indîndeki vebalini sanıyorum fark etmiyor bir kısım güdenler!
Allâh Rasûlü’nün bildirdiklerine göre;
Öncelikle iman edilmesi gereken hususlar, “ALLÂH”a ve “âhiret”e yani ölüm ötesi sonsuz yaşama imandır! Bunların sonucu da şu iki ana gerçektir:
1. Ötende bir tanrı hayal edip ona tapınmamak; Allâh’ı anlayıp onu dışarıda değil kendi içinde hissedip; varlığındaki O’nun özellikleriyle yaşamına yön vermek!
2. Âhiret denilen sonsuz ölüm ötesi yaşamın varlığını idrak edemiyorsan hiç değilse iman etmek!
Bunların yanı sıra Meleklere, Kitaba ve Rasûlullâh’a iman etmek gerekir ki o kanaldan gelen bilgilerle yaşamına yön verip; kendini kurtarman için teklif edilen çalışmaları yapasın ve de karşılığını alasın! “AKIL ve İMAN” kitabımızı okuyun...
Burada çok önemli bir husus vardır. Kur’ân-ı Kerîm’deki insanlara yapılan TEKLİF bir paket değildir! Yani, herkes, Kurân’da teklif edilenlerden yapabildiği kadarını yapar! Yaptığı kadarının karşılığını alır; yapmadıklarının da sonuçlarına katlanır! Bizim kimseyi yargılama hakkımız yoktur, hüküm Allâh’ındır!
Fark edelim ki, insanlar için en gerekli ve önemli şey “Allâh” ve “İslâm Dini” hakkındaki bilgidir!
Müslümanların öncelikle yapması gereken şey, paralarını binalara, dünyalık şeylere değil; “DİN” ilminin insanlara ulaşmasına yatırmalarıdır… Çünkü insanlar, bilgisizlik yüzünden çok önemli çalışmaları ihmâl ediyorlar ki, bundan çok büyük zarar görecekler! Şimdi çok önemli ihmâl deyince bazılarının aklına “TÜRBAN” yani “baş örtüsü” gelecek...