Nasıl ki rüya görüyorsun... Rüya gördüğün anda gözün kapalı, dışarıdan gelen hiçbir şey yok!.. Ama, beynindeki bilgiler, senin hayal mekanizman sonucunda bir hayal görüntü şekline dönüşüyor.
Aynı şekilde göz açıkken gördüğün her şey de, aslında beyninde oluşan hayaller şeklindedir. Eğer gelen sinyalleri değerlendiren veritabanın gelişmemiş ya da yetersizse; arızalıysa, gördüğün hayal de ona göre arızalıdır, gerçeğe uygun değildir!.. Bu da senin beyninde hayal gördüğünün ispatıdır.
Birisi bakıyor, o şeyi orijinal olarak görüyor. Öteki bakıyor, görme bozukluğu var, görme bozukluğu nedeni ile o şeyi deforme olmuş bir şekilde görüyor!.. Niye öyle görüyor?.. Çünkü, görme cihazı arızalı!.. Arızalı araçtan beyne yanlış bilgi gidiyor. Yanlış bilgi gelince de beyin yanlış bilgiye göre bir değerlendirme yapıyor, yanlış bir hayal oluşturuyor.
“Meleği veya cini görüyorum” diyenlerin, görme olayı da şu...
O varlığı, karşısında olarak gözüyle görmüyor!..
Beynin sadece beş duyuyla çalıştığını öğrenmişiz ve her şeyi bundan ibaret sanıyoruz... Yani, görme, işitme, koklama, tat alma, dokunma... Sonra bir de 6. duyu diye bir şey kabul etmişiz; ama onun da ne olduğundan habersiziz.
Oysa beynin, bunun dışında sayısız algılama sistemleri var!.. Tıp, henüz bunu çözemedi... Çünkü tıp, beynin dalgasal faaliyetleri alanına giremedi!..
2000’li yıllara girerken, insanlığın önündeki en büyük bilinmez, insan beynidir!..
Eğer batı dünyası, trilyonlarca doları, uzaya gitme yerine, beyini çözme yolunda kullanabilseydi, bugün insanlık hayal edemeyeceğiniz güçlere ve özelliklere kavuşmuştu. Fakat ne yazık ki, beyin araştırmalarına, beynin dalgasal faaliyetlerine yeterli önem ve harcama yapılmadığı için; dışa dönük olarak, bu para değerlendirildiği için, insan beynindeki o fevkalâde muazzam güçler henüz keşfedilemedi...
Zira bunun keşfolması için önce beynin dalgasal faaliyetlerinin ve bu dalga boylarını çözecek bir cihazın icat edilmesi zorunlu!..
Sonra da dalga boylarının anlamını çözebilecek bir cihaz gerekli!..
Ki, bu dalga boylarının deşifresine dayanılarak beyindeki sırlar, beynin ürettiği dalgalar ve de ruh dediğimiz ışınsal beden gerçeği çözülebilsin...
Bu arada, bu konuda önemli bir olay söz konusu!..
Bir açıklamasında Rasûlullâh (aleyhisselâm) diyor ki:
“Ahir zamanda cinler, yeryüzünde açık seçik bütün insanlara görünecek!..”
Bu, ya insanların beyninin, cinlerin dalga boyuna açık olması sebebi ile gerçekleşecek... Veya belli bir araç geliştirilecek ve bu araç vasıtasıyla... Mesela, TV gibi bir araç oluşacak, bu araç vasıtasıyla cinlerin varlıkları bütün insanlar tarafından görülebilecek...