Soru
− Fâtiha’yı yaşamak, içerdiği anlamlarla hâllenmek şeklinde anlayabilir miyiz? Eğer doğruysa bu konuyu biraz daha açmanız mümkün olur mu? Teşekkürler...
Üstad
− Fâtiha “OKU”nunca, zaten yaşanır...
Cevap
− Teşekkürler, Üstadım...
Soru
− Einstein’a ait genel görecelilik kuramı, holografik evren kuralına göre önemini yitiriyor mu?..
− Bazı huylarla mücahede Mele-i Â’lâ’nın buğz etmesine sebep olabilir. Bu durumda mücahedeye devam, sisteme meydan okumak olmaz mı?..
Üstad
− Mücahede, müşahedenin kapısıdır; diyen Abdülkâdir Geylânî... Ondan daha iyi kim biliyorsa, bana söyleyin yararlanayım...
Soru
− Kurân’da Hz. İsa için, “Abdullâh” olma tâbiri var... Bu anlam ilâhî hüviyetten sahip olduğu Abdullâh’lık vasfı ile eşdeğer midir?..
Üstad
− Abdullâh olmanın da mertebeleri varmış; tıpkı İnsan-ı Kâmil’ler arasındaki kemâlât farkı gibi...
Soru
− Bazı kemikleşmiş huylar var ki, sadece şuurda terk yetmeyebilir. Bu durumda mücahedeyi fiiliyatta yapmak gerekir mi?
Üstad
− Toplum düzenine ters düşmüyorsa,evet!..
Soru
− Ölümü tatmış kişilerin, Dünya’da olanlarla iletişim kuranları var mıdır? Varsa sistemi nedir?..
Üstad
− Dünya’da iken, ölüm ötesi boyutta diledikleri ile görüşebilenler, ölüm ötesinden de buradakilerle görüşebilirler...
Soru
− Rüyada kan görmek o rüyayı iptal etmektedir!.. Nedenini açıklar mısınız?..
Üstad
− Bilmiyorum!..
Soru
− Bir hadîs-î şerîf’te “Hamd, şükrün başıdır. Allâh’a hamd etmeyen şükretmiş olmaz” demektedir. “Hamd”ın ve “Şükr”ün kullanım alanları ayrı olduğu dikkate alındığında, bu hadîs-î şerîf’i nasıl değerlendirilebiliz? Teşekkür ederim...