Üstad
− Her sürü için bir güdene ihtiyaç yok mudur?.. Biz sürüden sayılmamak isteyenler için konuşuyoruz...
Cevaplar
− Kendini tanıyarak başlaması...
− Önce hiç kayıt yapılmamış bir hard disk alıyoruz...
Üstad
− Konunun ciddiyet ve âciliyetini, önemini insanlara anlatmak nasıl mümkün olur..?
Cevap
− Anlayabilsem, anlatmaya çalışacağım...
Üstad
− Sende süper elektronik PC beyni var; sen bir HACKER’sin!.. Sen anlayamazsan, başkaları nasıl anlayacak bunu?..
Cevaplar
− Herhâlde yeterince çalışmaları yapamıyorum ve dolayısı ile de anlayamıyorum veya anlamaya çalıştıklarımı hazmedemediğimi düşündüğüm için biraz daha yavaş gidiyorum.
− Taşladığımız üç şeytanın bâtınî anlamını yaşantımıza geçirmeye çalışmak, sanırım bu işin başlangıcı olacaktır.
− Olanlardan ibret almasını bilerek ve “İLİM” ile yaşayarak...
− Akıl ve mantık çerçevesinde elimizdeki doneleri (mazereti ortadan kaldırarak) değerlendirerek; gerçekleri normal olarak algılayamadığımız frekanslarda da yakalamaya çalışarak.
− İBADET İBADET İBADET… Kimi bunu namazla yapar kimi zekâtla, kimi sadece ZİKİR ile. Ama bu yolda İBADET olmadan ayakta durulmuyor. Burada tabii ki bizden istenen hepsini yapmak ama illâ ki; kolayından başlamakta fayda var. Dinde zorlama yoktur; dileyen dilediğinden başlar; ne mutlu hepsine birden başlayabilene...
Şehirde yaşayan birine, “tarlada yürü” dersen ayağını burkar. Ama köylü de asfaltta yürürken zorlanır. Ama ikisi de yoldur ve bir yere gidiyordur.
− Aşk ve tefekkürle...
− Ayrıca araştırmacılığı elden bırakmadan hikmetleri çözmeye çalışmak, kendi sistemimizi oluşturmak; ve bundan da tâviz vermeden yaşamak gerekir, gerçekleri yaşamaya başlamak için!
Son seyrettiğim Titanic filminden aldığım en güzel mesaj; sistem gerçeği ve sistemin kurallarının acımasızca işlediği. Bu yüzden de hakikaten çok ciddi bir işle uğraştığımızın farkında olmamız gerektiğini düşünüyorum.
Biri, “Gemi batıyor herkes filikalara!” dediğinde; başımızı kaldırıp, “Ne oluyor?” diye bir bakınsak; ciddiyetin farkına varabiliriz belki...
Üstad
− ..., galiba anladığım kadarıyla demek istiyorsun ki:
Şöyle bir içinde yaşadığımız ortam ve şartların dışına sıyrılıp, tepeden bu ilim açısından, sisteme ve sistem içindeki yerimize bakıp; yaşantımızın dâhil olduğumuz sistemle ne kadar uyuştuğunu değerlendirebilsek...
Öyle mi?..