Senin, “benim şuurum” dediğin şey de, evrensel şuurdan başka bir şey değildir!..
Bu da demektir ki, karşında cereyan eden olayda, beğenmediğin fiilin kökeninde sen yatıyorsun, ama birimselliğinle değil!..
İşte tasavvuftaki nefsin (bilincin) beşinci mertebesi olarak anlatılan “Nefs-i Radiye” mertebesi, şuurun bu idraka ermesi hâlinde, gereğini yaşamasına verilen isimdir... Ve burada dahi “gizli şirk” kısmen mevcuttur!..
Konunun tahkikine yönelmek istiyorsak, “Esmâ” yaradılmışın tanrısı olmamalıdır!..
Yani, isimlerin çokluğu, varlığın TEK’liği anlayışımızı örtmemelidir...
“ŞİRK”in kökeninde, şuura yerleşmiş olan isimlere varlık vermek yatar!..
Denizin her bir dalgasına ayrı isim vermek... Her dalgayı şekline göre ayrı özelliklerle tanımlayıp, çeşitli isimlerle bunların üzerinde durmak...
Neticede bilinci, global görmekten perdeler ve “â’mâ” eder!..
“Â’mâ”lıktan kurtulmanın da yolu; dalgaların, “her an yeni şanda, yeni dalgalarla görünen” görüntüsünden; “Global tek deniz” değerlendirmesine sıçramaktır...
Arkadaşlar...
Şirkten, “â’mâ”lıktan kurtulmak istiyorsak... Ona göre yaşamak ve değerlendirmeler yapmak zorundayız, kesinlikle!..
Akan çeşmeyi bırakıp gidenin, susuzluktan yakınması, kendini aldatmakta olduğunun açık göstergesidir!.. Ya da o sudan nasipsizliğinin açığa çıkışı!..
Öyle ise sürekli ilim alıp, sürekli o ilim üzerinde düşünmek, ve yaşamımıza o ilim doğrultusunda yön vermek mecburiyetindeyiz; “â’mâ”lıktan kurtulmuş olarak sonsuzluk boyutuna geçmek istiyorsak...
Hay Allâh!.. Gene bir kaptırdık, kimseye söz bırakmadık...
Evet, bütün bu anlattıklarımdan sonra... Sizler neler diyorsunuz... Bekliyorum...
Cevaplar
− “Allâh” deriz...
− Hazmetmeye çalışıyoruz...
− Şu an bize ulaşan yüksek seviyeli ilmi hayata geçirmeyi diliyoruz.
− Biz de!..
− “Â’mâ”lık sistemden perdeli olmaktır. İlim ise perdeyi kaldırır. Allâhû Teâlâ bizi, bu dünyada hidâyet nasip ettiklerinden eylesin.
− DİLbilim, insanîdir... DÜŞÜNbilim için zorunludur!.. O nedenle dilbilimi ne kadar iyi kavrarsak, düşünce dünyamız da o denli gelişir ve böylelikle de Kozmosdan ve Özümüzden aldığımız verileri algılayabiliriz... İsimler ve tanımlamalar da bu açıdan ele alınmalıdır...