14 Nisan 1998
Üstad
− Selâmu aleykum dostlar...
Bugün size yazabileceğim hiçbir şey yok kafamda... Bomboş bir boşluktayım!..
Ben güya Kurân’ı okuduğumu sanırdım!..
Dün gece gizlice kulak misafiri oldum ELF ile Cem’in bir konuşmasına ki, kafam karıştı...
Yirmi sene aradan sonra ELF tekrar CEM ile buluşmuş!.. Neler konuşmuşlar, neler olmuş, belki ilerde Cem’den dinleriz... Ama bir şey var ki, onu size anlatmadan geçemeyeceğim... İster misiniz anlatmamı?
Cevaplar
− Lütfen Üstadım... (chat’e katılanların ortak cevabı)
Üstad
− Yirmi yıllık çalışmadan ve uğraşıdan sonra sen Kur’ân “oku”duğunu sanıyorsun artık değil mi Cem?
diyordu... Cem cevap verdi...
− Evet, artık o âyetlerde neler denmek istediğini anlıyorum galiba!..
− Zaten eski yorumcular da senin gibiydiler hep Cem!..
− Nasıl yani?.. Âyetleri okuyup, o kelimelerin geniş kapsamlı olarak mânâlarını ortaya koyarak; neler denmek istediğini araştırıp, çözüyorum!..
− Doğru Cem!.. Evet aynen öyle yapıyorsun!.. Zaten bütün MUKALLİT YORUMCULAR da bunu yapıyor işte!..
− Elf, lütfen..! Daha geldiğin gece benim kafamı allak bullak etmeye başladın!.. Başka nasıl yapılabilir ki?..
En geniş kapsamlı olarak oradan mânâ çıkarmaya çalışıyorum, bu kadar yıllık birikimim ve bilgisayar gibi çalışan beynimle... Daha ne yapabilirim ki?..
− Hiçbir şey yapamazsın; yaşayabilirsin!..
− Cem olarak yaşıyorsun!.. Cem’likten soyun; ve okuduğunu, SÖYLEYEN olarak YAŞA!.. O an’ı ve olayı yaşayan olarak yaşa!..
Ki böylece okuduğun yazıların, metinlerin, uyarıların gerçekte neye işaret ettiklerini hissederek fark edesin!..
− Elf, sen neler diyorsun... Ben onları anlamak için bütün ilmimle yöneliyorum okuduklarıma!..
− Evet, tam mükemmel bir MUKALLİT gibi!..
− ELF yapma ne olur, beni perişan ediyorsun!..
− Gerçek seni perişan ediyorsa, ol! Ne çıkar! Kör bir MUKALLİT olarak boyut değiştirmektense; perişan olmuş, ama gerçeği bulmuş, yaşamış ve hissetmiş bir MUHAKKİK olarak boyut değiştirmen bence çok daha iyidir!..