Bir mânânın ortaya çıkabilmesi için, meleğin o mânâyı kendinde bulması gerekmiyor mu? Bu doğrultuda Âdem’in Esmâ’ları meleklere haber vermesini nasıl düşünmeliyiz?..
Üstad
− O melekler neredeydi?.. Neydi?.. Âdem’in neresindeydi?.. Âdem onlara neyi nasıl gösterdi?.. Meleklere kim hitap etti?.. Nerelerinden hitap etti?..
Soru
− Üstadım, sadece ADN cennetinde mi daimî olarak Allâh’ın Cemâl’i seyredilir?..
Üstad
− ADN cenneti nerededir?..
Cevaplar
− İmamı Rabbanî’nin ‘Kıymetsiz Yazılar’ adlı bir kitabında okuduğumu hatırlıyorum. Cennet boyutunda bulunduğunu bildirerek böyle bir bilgi ile birlikte diğer cennettekilerin muhtelif zamanlarda Allâh’ın Cemâli’ni seyrettirilmek için ADN cennetine götürüldükleri gibi bir şey hatırlıyorum, bu nedenle sordum.
− Bizim algıladığımız veya algılayamadığımız her mânâ kâmil insanın açığa çıkan mânâları mıdır..? Teşekkürler.
− ADN cenneti bir mekân değildir! Sıfat boyutunu idrak etmiş zât’ın hâlidir. Bu Dünya için de geçerlidir.
− Boyut olduğunu biliyoruz... Allâh’ı bilen ve tanıyan için dünya yaşamında da geçilecek bir boyut diye düşünüyorum...
− Üstadım, ADN cennetinin “DNA”ile yalnızca harf benzerliğimi var?
Üstad
− Evet!.. İkisi de ayrı şeyler!..
Allâh Cemâli’nin seyredildiği yer olabilir mi; yoksa bundan kastedilen bir boyut mudur?.. Bu boyut, dünya yaşamında da geçilebilecek bir boyut olabilir mi; yoksa mutlak cennet ortamında görülecek midir?
Cevaplar
− Dünya yaşamındayken de şuur boyutunda yaşanabilir diye düsünüyoruz...
− ADN cenneti mümin kulun kalbidir, diye düşünüyorum... Bu boyut dünya yaşamında da geçilecek boyuttur sanıyorum...
− ADN cenneti, içinde yaşadığımız ortamda şuurda yaşanılan bir hâldir ki; bu hâlde her an ALLÂH Cemâli seyredilir, diye düşünüyorum...
− Hz. Âdem’in yeryüzüne indirilmesinden önceki yerleştiği cennet mekânını ADN olarak biliyorum.
Üstad
− İnsanın, kendi hakikatini tanıyıp, gereğini yaşaması için mi DİN tebliğ edilmiştir insana? Yoksa bir tanrıya tapınarak kulluk görevini yerine getirmesi için mi?..
Önce varlığı Tek’e bir indirsek nasıl olur?!!