Üstad
− Eğer görüş alanının o galaksileri kaplamadığını FARK EDERSEN elbette yaratır!.. Ayrıca...
Galaksinin göze hitap eden madde yapısını cennet olarak düşünmek yanılgıdır... Cenneti bu yapıdaki boyutsal yaşam olarak değerlendirmeyi unutmayın.
Soru
− Zikir ile tespih diye anlatılanların kesiştiği noktalar nelerdir... Zikir hangi durumda tespih diye de anılabilir?..
Üstad
− Zikir, “Allâh”ın sende kendine bakışıdır!.. Bu da Sıfat, Esmâ yollu veya sana izafeten Efâl yollu olabilir!.. Varlığın ise, tespihindir!..
Soru
− “Mümin rüya görmez” hadisi ile Hz. Rasûlullâh’ın 6 ay boyunca rüya görmesini nasıl anlamalıyız?..
Üstad
− Benim tüm yaşantım rüya olduğuna göre, bu sorunu cevaplamakta yetersizim.
Soru
− Kâbe, Zât’a işaret ediyor ise; oluşan tecellinin sadece Celâl yönlü olmasını nasıl algılayacağız?..
Üstad
− Ona Celâl yakışır!..
Soru
− Mutlak değerlendirme ALLÂH’a aittir idrakıyla ALLÂH’a hamd edebilir miyiz?
Üstad
− Allâh’a ancak Allâh HAMD eder... Okumuyor musun, “HAMD ona aittir”i... ”Hamd”ı ancak ve yalnızca O yapar!..
Soru
− Mutlak varlık “Hayy” ise ve Hayat dahi bir sıfat ise, düşünüyorum ki Hayat yaratılmış olamaz. Çünkü “Hayat” sıfatı “Tekvin” sıfatından öncedir.
Yani “Hayy olan” yaratır. O hâlde Hayat mutlak varlık için bir “sebep” midir? Yoksa bir “gerek” midir?..
Üstad
− Hayat, bize göre bir gerektir... Mutlak Zât bu kavramdan da münezzehtir!.. Soruna teşekkür ederim...
Soru
− Üstadım sanırım benim gibi herkes şok oldu... Bu zorlu devrede manevî ve dünyevî yapılması gerekenleri daha açmanız mümkün mü?.. Teşekkür ederim...
− “Size hesap görmeye nefsiniz yeter” âyeti doğrultusunda Münkir ve Nekir meleklerinin fonksiyonlarını nasıl değerlendirmeliyiz?..