29 Mart 1998
Soru
− Sizinle tanışma fırsatım bir türlü olmadı, çok istememe rağmen kısmet Chat’teymiş... Yardımlarınıza ihtiyacımız var...
Üstad
− Selâm üzerinizde açığa çıksın ey tanrılarının kulları!..
“ALLÂH” size kendini idrak ettirsin ve gereğini yaşamayı kolaylaştırsın...
Benim burada bütün dünyam Cemile!.. Dün arabada giderken bana tatlı sesten türküler dinletti!.. Tatlı olan ses diyordu ki:
“Âli bizim şahımız; mir’âc’taki Muhammed, padişahımız!.. Lâ ilâhe illâllâh!..”
Sonra da hemen arkasındaki parçada da devamı şöyle geldi...
“Tombul tombul memeler; kapatmıyor düğmeler”!..
Ve ben elimde olmaksızın, “padişahımız Muhammed”i; Mir’âc’ı düşündüm ve beynimde bir âyet yanıp söndü:
Dinlerini oyun ve eğlenceye çevirenleri gördün mü?..
Sonra gene de iyi kullandım arabayı...
Ahmağın birine anahtar vermişler ve demişler: “Bu anahtar ile bir ton altının olur”...
Ahmak takmış anahtarı ipe, geçirmiş boynuna; bir yandan kuru ekmeği kemirirken, bir yandan da zil çalıp oynuyormuş... Ben çok zenginim, yeryüzünün halifesi benim!.. diye...
“ALLÂH” sohbeti yapıp; “tanrı” kulu olarak yaşamak da ne demek ki acaba?..
Bal kavanozu yalayıp da, aç kalmak nasıl bir şey ola ki!
Tanrı dostlarım benim!..
Allâh cehennemden azât etsin sizleri, ilminizi değerlendirterek!..
“İman nûru cehennem ateşini söndürür.”
buyuruyor Allâh Rasûlü...
Cehennem ateşimiz hâlâ bizi yakıyor ise; bu nedendir acaba?..
Neyse...
Siz dünyanızda, tanrınızla mutlusunuz ki; bu düzeninizi değiştirme yolunda, günlük yaşamınızda bir şeyleri değiştirme gereğini duymuyorsunuz!..
Her biriniz memnun ki yerinden, hiç kalkıp gelen yok yerinden!..
Neyse geçelim bunları... Biz gelelim hobimiz olan din konusuna...