Cevap
− Dünya’da yaşadıklarımızın karşılığını alma...
Üstad
− Şu anda “âhiret”te olan var mı aramızda?..
Cevaplar
− Âhir, sonraki demekse!.. Bir an sonrası bu anın âhireti oluyor. Eğer “MIZ”dan kurtulamazsak, “ÂHİRET”i DEĞİL, “ÂhiretiMİZİ” YAŞARIZ.
− Dünya yaşamının devamı olan, ancak değerleri itibarıyla dünyada olmayan bir boyuttur...
− Varım Üstadım…
− Herkes... çünkü yaşadığımız anın sonrası olarak algılıyorum âhireti…
− Ölmeye kim hazır ise o birim âhiret yaşamını da yaşıyordur...
− Bugün her birim dünün âhiretini yaşıyor.
− Dünya’da iken yaptıklarımız ve düşündüklerimizden oluşturduğumuz esas dünyaMIZ...
− Kozamızın dışı...
− Algıladığımız boyutun, bir üst boyutu olarak düşünüyoruz.
− Evet, kesitsel algılama araçlarının dışına çıkmış, beden kaydından çıkmış olanlar âhiret ve dünyayı bir arada yaşamaktadırlar.
− Âhirette değiliz.
− Şu andan sonraki ve içinde “sonsuz sonralar barındıran” süreç. Bu anlamdaki “âhiret”te olunabilir mi bilmiyorum.
− Bir bilinç titreşimi olmamıza rağmen, beş duyu kaydında olarak dünyaMIZda yaşıyoruz...
− Vardır Üstadım...
− Âhir bir sonraki an demek; takip eden an anlamında; dolayısı ile içinde bulunduğumuz idrak ve yaşantı olarak anlattığımız dünyamızın getirisi olacak olan bir sonraki aşamayı hesaplamak ve neticelerini tespit etmek, o hâlimizin âhiridir... Âhiret de işleyen bu sisteme verilen genel bir adlandırmadır...
− Vardır; Üstadım!..
− Âhir, en son gelinen nokta olarak düşünülürse, bu noktaya gelebilmenin kolay olmadığını düşünüyoruz Üstadım.
− Sistem önceki = sonraki.
− Hiç var olmadığımızı, var olanın O olduğunu, O’nun kendi kendini seyretmekte olduğunu, bilinç, Allâh’ın dilemesiyle algılarsa, birimsel kıyameti kopmuştur, kanaatindeyim...
Üstad
− Peki, “Âhiret” kelimesini boyutsal olarak da düşünebilir miyiz acaba?.. Bu takdirde nasıl anlamamız gerekir?..