Üstad
− Bilgi ezberlemek değil, irfan tahsil etmektir önemli olan...
Bilgi insanın kendisini geliştirmesi ve gereğini yaşayabilmesi içindir.
İlim sahiplerinin ilminden istifâde edilecektir elbette ama körü körüne, kafa çalıştırmadan ben falancaya bağlıyım diyerek, yaşamak bana göre yanlıştır.
Soru soranlara dokunmayın lütfen.
Cevap
− Tamam.. O konuda hemfikirim, yeter ki âlimleri bir köşeye bırakmayalım...
Üstad
− İlim adamlarını hiçbir yere atamayız, çünkü onların bize aktardıklarıyla bugünlere geldik.
Cevap
− Evet... Çok doğru ve güzel...
Üstad
− Biz insanların taklit yolundan gitmeyi bırakıp, tahkike yönelmelerini ve Din konusunu hobi olmaktan çıkartıp hayat memat meselesi olarak değerlendirmelerini arzu ediyoruz. Çünkü herkes sonuçta her şeyini bu dünyada bırakıp, sonsuzluk boyutuna geçecek ve orada yalnızca bu dünya yaşamında edindiği sermaye ile yaşayacaktır.
Soru
− Evet, sanırım, Din biliminde aptalca ayrılıklardan sıyrılarak ikisini bir arada yürütürsek çok büyük doğrulara erişebiliriz...
Üstad
− Dünya hayatı her yönüyle sonuçta bir oyun-eğlence olarak nitelenmektedir...
Öyle ise, herkesin tek hedefi, ölüm ötesi yaşam yolunda Hz. Muhammed adı altında birleşerek yürümek olmalıdır.
Cevap
− Dünya hayatını sadece oyun-eğlence olarak görmeyelim lütfen... Bizler, bizlerden sonra gelecek nesilleri de çok fazlaca düşünmeliyiz.
Üstad
− Herkes kendi meşrebine göre bir anlayıştan hoşlanabilir ama bu onun özel hayatı olmalı; diğer insanlarla ilişkilerinde bu husus araya girmemelidir.
Soru
− O yüzden dünya yaşamındaki kötülükleri−bozuklukları mümkün olduğunca çalışarak ortadan kaldırmalıyız...
Üstad
− Allâh kolaylaştırsın...
Cevap
− Amin...
Üstad
− Peki kısmetse Eylül’de görüşmek üzere herkese iyi geceler...
Cevap
− Teşekkür ederiz Üstadım...