Soru
− “Her şey bir anda olmuştur…”, “O her an yeni şândadır...” âyetleri arasındaki farkı nasıl anlamalıyız, ALLÂH’ın Tek’liği açısından?..
Üstad
− Allâh’a göre: her şey ilminde bir anda olmuştur; ezelden ebede kavramı bize göredir ve bu arada “O her an yeni bir şândadır” bize göre!..
Soru
− Kişi ölümü tattıktan sonra cenaze namazını kılanları, kendini yıkayanları görür, kabre koyanları ve gidenlerin ayak seslerini işitir... Bu duyma ve görme olayı, üst boyut algılayıcısına göre oluşan bir hâl midir? Bunun mânâ boyutu açısından Efâl’de algılanışı nasıldır?
Üstad
− Üst boyut algılayıcısına göredir elbette... İkinci soruna açıklık getir lütfen..
Soru
− O mânânın algılanışı o kişinin özelliklerini meydana getiren melekî katmanın sese ve görme fiiline göre mi tahakkuk eder?
Üstad
− Evet.
Soru
− Akıllanmayacak deliler insan boyutunda yer alır mı?.. Âhiret yaşantısındaki yeri neresidir?..
Üstad
− Dünyadakinin devamı olan bir boyuttur baştan beri hasta olanlar için... Sonradan aklını yitirenler ise son akıl kayıtlarına göre muamele görürler...
Soru
− “Ama o kemâlâta sahip olamayanlar tarafından, o kemâlât sahipleri noksanlı olarak mütalaa edilebilir doğal olarak ve bu da zaten olması gerekendir” neden?.. Bu da zaten olması gerekendir..?
Üstad
− Evet... olması gerekendir...
Soru
− 120. günden kısa bir süre sonra anne karnındaki yapının ölümü durumunda âkıbeti ne olur Üstadım?..
Üstad
− Beyninin açılımına göre imanlı veya imansız olarak genetiğindeki özellikler doğrultusunda bir yapıya ve ortama gider...
Soru
− Üstadım “Allâh” isminin mânâsını gerçek mânâda algılayamadığıma göre, bu anlayış bende oluşana kadar bir ateist gibi düşünmek mi daha faydalı olur yoksa şu anki tanrı anlayışıma devam mı edeyim?
Üstad
− Tanrı varmış gibi yaşa; ateist gibi düşün; “ALLÂH” gerçeğine ermek için duaya devam et!
Soru
− İman geni varsa 120. gün bir başlangıç değil, bir sürecin sonucu mudur? Bu durumda 120. günde olan olay nedir?..
− Üstadım, iman geni varsa 120. gün bir başlangıç değil, sonuç olmaz mı?..