İnsanı yakan tüm Dünya’daki ateşten, bin kat daha tesirli yakma gücüne sahip olaylar veya şartlar neler olabilir, bunu lütfen düşünmeye çalış...
Düşünmeye çalış; bugün seni neler yakıyor?.. Niye yakıyor?..
Eğer dünyandan çıkıp, burada, yanmaktan kurtaramazsan kendini...
Kelebek olup, kozandan uçma şansına erişemezsen; seni ateşe atacak birileri var ötede!
Senden, ipek elde etmeyi uman; ve bunu zevkle yapacak olan, birileri var ötede!.. Tıpkı, acımadan, canlı tırtılları kozasıyla kaynar kazana atan ötekiler gibi!.. Tıpkı acımadan, zevkle yemek için canlı istakozları kaynar kazana atan ötekiler gibi!..
Sen, bu kozan içinde, parandı, seksti, pohpohlanmaktı, mertebeydi gibi hülyalarla, ömür sermayeni tüketirken; o boyutta gerekli olanları temine gereken önem ve değeri vermeden yaşarken; ellerini ovuşturarak, aman biraz daha semirsin diyerek, seyreden ötekiler var!
Var sen bana inanma! Var sen, çekemiyor yaşantımızı de!.. Var sen, dolduruşa getiriyorlar, de!.. Var sen, bizdeki sayısız eksik noksan kusurları görmekle ve dünyanın keyfini çıkarmakla yaşa! Ama unutma, bir gün gelecek, bu dediklerim, paşa paşa gelecek başa!
Bak bakalım, o zaman fayda edecek mi, beni eleştirmekle geçirdiğin zamanlar... Bak bakalım, fayda verecek mi zevkle yediğin aşın; seni müptela yapmış yatak arkadaşın!
Duyar gibi oluyorum; “ne yani yemeyelim mi, yatmayalım mı” dediğini...
Demiyorum ki ben sana, bunları terk et de “Allâh, yandım Allâh” diye nâralar atarak dağlara fırla!.. Ama ne olur, gününün hiç olmazsa birkaç dakikasını gerçekçi tefekküre ayır; sana sembol yollu, mecaz yollu nakledilen gerçeklerin hakikatini kavramaya çalış!..
Belki benim yorumlarım sana, güvenilmez, inanılmaz, yanlış veya anlayışı kısıtlı gelebilir! Ama sen, beni aş ve mukallitliği bırakarak insan ol! İnsanlığının gereğini yaşa! Düşün, araştır, soruştur ve kozandan çık!
Fark et!.. Güneş ve evren dönmüyor dünyanın çevresinde!.. Yüz milyarlarca yıldızlı galakside, yaratılmış tek canlı türü Dünya adlı uydudaki dünyasında yaşayan sen değilsin!
Dünya’dan gelmiş geçmiş milyarlarca insanın küçücük bir koloni bile oluşturmayacağı dev bir ötekiler topluluğu içine gidiyorsun! Oranın sermayesini edinmezsen, perişan olacaksın! Yanacaksın! Sorulmaz orada ne senin ne de başkalarının günahı!.. Yalnızca dünyandan götürdüğün benzin ayrılmaz bedeninden; ve o dünyanda yanarsın!
İnan ki bunları seni korkutmak için değil, sadece düşündürmek ve tedbir aldırmak amacıyla yazıyorum! Benden öncekilerin söylediklerinden de başka şeylerden bahsetmiyorum... Sadece, algıladığım kadarıyla ve günümüz diliyle sana bir şeyler fark ettirmeye çalışıyorum.
Benimle ya da falanca veya filancayla uğraşarak tükettiğin güne pişman olarak ötekilerin eline düştüğün günde... Artık ne paran sana fayda edecek, ne sevdiklerin, ne de dünyanın değerleri... Yanıyorsan bu dünyada şu ya da bu nedenle, bil ki yanman kat be kat şiddetli olacak ötekilerin ızgarasında!
Gel dostum, kozandan çık!.. Evrensel gerçekleri fark et!
Yanmana yol açan şartlanmalarından; şartlanmaların getirdiği değer yargılarından; bu değer yargılarının oluşturduğu duygulardan arın!
Bunlar senin hücrelerine kadar işlemiş benzin ki, her kibrit çakanla, alev alıyor ve yakıyor seni!.. Eğer bu benzinden arınamazsan bu dünyada, yana yana kömür olur da bedenin ızgarada; sonra yeniden bedenin oluşur; ve tekrar tekrar her olayla yeniden yanarsın ötekilerin ızgarasında!
Ya aklını başına topla insanlığını yaşa Halife olarak... Ya da elle gelen düğün bayram de, anlayışı kıt mukallitler gibi... Ağzından ya da beyninden çıkanın keyfini yaşamak senin bileceğin iş! Herkes yaşamını cehennem etme özgürlüğüne de sahiptir! Bu Allâh’ın sistem ve düzenidir ki, asla değişmez.
7.3.1999
NJ – USA