Kuantsal Boyut ve Genler

Kafatası içindeki organik teybine yüklediği “Kur’ân” metnini defalarca çalmış!..

Bu yüzden “hâfız” demişler adına!

Ama, bir kez bile “OKU”yamamış O metni!

Bırakın “OKU”mayı tüm metni; daha birkaç âyetini bile “OKU”yamamış!

Belki de, “OKU”nması lazım geldiğini ya da “oku”manın nasıl olacağını bile duymamış!

Ezberci ve nakilcilerin “âlim”lerden sayıldığı; hikâye, masal, menkıbe anlatanların “evliya”dan kabul edildiği bir fetret devri sürüp gidiyor!

Bir olay ve konuyu açıklamaya çalışıyorsun; “ben anlayışı kıtın biriyim” anlamına gelen şu soruyu soruyor:

Ama Kurân’da şöyle bir âyet var; hadiste şöyle buyuruluyor!

Bu ifade, düşünebilme kabiliyeti yoksunu ezberci beynin, kalelerini yani şartlanma yollu ezberlediklerini savunma güdüsüyle söylediği sözler!

Hayatında düşünmemiş; bırak tefekkürü, tezekkür bile etmemiş o âyetlerin Allâh kelâmı olarak, ne amaçla “nâzil” olduğunu; kaç anlamı olabileceğini, nelere işaret edebileceğini?..

Tüm yapabildiği şu, o gelişmemiş organik teybin:

Tamam tamam senin dediğin gibi… Öyleyse söyle şimdi bana, ben ne yapayım?

Git yeşillik ye!

Bana sorma ne yapacağını anlayışı kıt!.. Ne istersen yap!

Eğer beynin biraz çalışsa; “OKU”yabilsen Kurân’ı, ne yapman gerektiğini elbette kendin anlarsın ve gerekeni uygularsın!

Soruyor:

Seni ne zaman görebileceğiz?..

Hiçbir zaman!

Yazdıklarımı “oku”yamıyorsan, “ben”i nasıl görebilirsin ki?

Et-kemik görmekle eline ne geçecek, beynini çalıştırmasını, tezekkür etmesini öğrenemedikten sonra!

Aradığın “sen”de, diyorum… Bana, seni görsek, diyorsun!

Ben, “sen”deyim, “sen”im, diyor!..

Sen hâlâ, “BANA(?) görün diyorsun!

Ne zaman Yahudilikten, Hristiyanlıktan çıkıp, “İSLÂM DİNİ”ni kabullenenler arasına gireceksin?

Ne zamana kadar, dışarıda aramaya devam edeceksin!!?

NANKÖR!

Bu kelime kendisine verileni değerlendirmeyip, eline geçeni tepen, kadir kıymet bilmeyenler için kullanılır. Bana denildiği gibi!

Nankörlerin alacağı en büyük ceza, nimetin ulaştığı kapının kapanmasıdır!.. Kapıyı kapatan da o nimeti veren değil; o nimeti önemsememesi, değerli bulmaması sebebiyle kendisidir!

Nankör, kendine eder!

İlmi değerlendirmeyen nankörler, kendi kendilerini, o ilimden ebeden mahrum kalarak cezalandırırlar!

“Kur’ân” en büyük nimettir bize, Allâh Rasûlü tarafından ulaştırılan!

Kurân’ı, anlamını düşünmeden, yalnızca teyp çalar gibi seslendirerek, tekrar etmek; içindeki evrene geçmemek en büyük nankörlüktür!

Kur’ân, “Halife” olan “insan”a “indirilmiş(?)”=“nâzil olmuş” evrensel sırları açıklayan; ve o varlığın kendini tanımasına vesile olan Yüce Kitaptır!

Sen hâlâ, kendini et-kemik sanarak, bu et-kemik boyutuna ait konularla ömrünü tüketiyorsan; etin bol olsun! Yolun açık olsun! İnsanların yaşamlarını ve sonsuz geleceklerini cehennem etme özgürlüğü vardır!

Zaman ve mekân kayıtları ötesindeki “insan”!..

Evrensel değil, Galaktik boyuta göre et-kemik ömrü birkaç saniye olan “insan”ın bundan sonraki yaşamı acaba nerede ve nasıl?..

Ne diyor KUR’ÂN?..

4 / 67

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!