Ancak kişi, bulunduğu mertebenin yukarısına agâh olamadığı için; kendisinde açığa çıkanın nereden geldiğinin de farkında olamamaktadır! Bu olaya da işaret amacıyla din, tasavvuf terminolojisinde “ALLÂH’tan geldik” denmektedir!

Tasavvufta bahsedilen tüm mertebeler, herkeste mevcuttur!..

Fark, bunların şuurunda olarak yaşamak ile farkında olmadan yaşamak arasındaki farktır!..

Kendinde bunları bulmuş olan, bulduğu kadarının cennetini yaşar…

Kendindeki üst boyuttan gâfil olan da, bunun sonucu olarak, kesret görüşünün getirdiği yaşamla, dünyasında, cehenneminde perişan olur!

Bu yüzdendir ki, içten dışa; özden maddeye; Tek’ten çoğa yani vahdetten kesrete; hakikat boyutundan fiili dünyaya bakmak tavsiye edilir.

Birisiyle iletişime girdiğinde veya birisini düşündüğünde, onu ancak, kendi boyutun ve içinde bulunduğun mertebenin ilmi kadarıyla değerlendirebilirsin.

Bu yüzdendir ki; “Alt mertebedeki üst mertebedekini bilemez ve onu en fazla kendi kadar sanarak ona göre değerlendirir”, denmiştir! Zaten ötesi de mümkün değildir!

Eğer bunu idrak ettiysek, o takdirde şunun da farkına varabiliriz belki?..

Kimse kimsenin takdirini değiştiremez; herkes kendi takdirini yaşar; belki karşısındaki, kendi takdirini yaşamasına vesile kılınmış olabilir!..

Evet şimdi konuyu özetlemeye çalışalım… Yaşamakta olduğunuz her şey, her an, bâtınınızdaki Sâfiye boyutundan kaynaklanıp; sırasıyla mertebelerden tenezzül ederek bilincinizin farkında olduğu boyutta, bazen de hiç farkında bile olmadan siz; sizden açığa çıkmaktadır! İşte bu açığa çıkışa, zâhir oluşa Allâh’tan geldi, demekteyiz!

“Allâh istemedikçe, siz isteyemezsiniz” işareti bu düzenedir!

“Sen atmadın atan Allâh’tı”da da bu vurgulanmaktadır! Ve daha nice böyle işaretlerde de...

Oysa biz, bulunduğumuz nefs-bilinç mertebesinin derinliğindeki hakikatten ve bu işleyişten gâfil olduğumuz için, takdirin fark edilir boyutta açığa çıktığı görünüme göre hüküm vererek; genelde, karşımızdakileri suçlamaya gider; böylece de yalnızca gaflet perdelerimizi kalınlaştırır bu yüzden de üzülürüz; Allâh dileğince!..

Fark edin ki, bu çok önemli bir konudur; ve açıklanmaya çalışılanlar, Allâh dilemişse, gafletten çıkmamız için yararlı bir ipucudur!

 

25.2.1999

23 / 67

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu Kitabı İndirebilirsiniz!