Rahatlıkla diyebilirim ki, genel olarak Türkiye’de yetişen Türkler bir hayli zeki, İngiliz ve Amerikan toplumundan… Ve bu zekâ çoğunlukla kanun-kural, başkalarının haklarını tanımazlığa ulaşıyor!
Niye böyle bir toplumdan söz etme gereğini duydum?..
Çok çok özetle, içinde yaşadığım bu havayı size yansıtmak istedim bir...
Böyle bir toplumun dahi, yarının getireceği çok zorlu şartlar karşısında ne kadar ayakta kalabileceğine dikkat çekmek istedim iki…
Rusya – Çin – Kuzey Kore ittifakı günden güne güçleniyor; batı için çok önemli kara bulutlar oluşturmaya başlıyor… Bazıları, Amerika’nın büyük savaşta alacağı önemli yaralardan sonra Birleşik Devlet bütünlüğünün kalmayacağını; eyaletlerin bağımsızlıklarını ilan ederek çok sayıda yeni Amerikan Devleti’nin ortaya çıkacağını söylüyorlar… Avrupa’nın ise konuşulacak yanı bile kalmayacakmış; rivayete göre!
Türkiye’de bazıları ise, Fatih kuşatması altındaki İstanbul papazlarının meleklerin cinsiyetini tartışması türünden lokalize konularla gün dolduruyorlar… Halkın olası bir büyük savaşa karşı hiçbir hazırlığı yok!
Bundan 35 yıl önce rahmetli hocam Seyyid Osman Akfırat’ın dizi dibinde otururken, “Şimdi İstanbul’da ev alınmaz Hulûsi… Yarın öbür gün Ruslar İstanbul’u işgal edince, herkes evini yok pahasına satıp Anadolu’ya kaçacak, işte o zaman ev alınır!” demişti… Sanırım, ben de bunu, çocuğum olmadığına göre, torunum yaşındakilere nakledeceğim… Belki onlar da, daha sonrakilere nakledecek…
Bu arada, Dünya toplumlarının geleceği bakımından 1999-2002 arası çok önemli diyorlar, bu işlerden anladıklarını sandıklarımız!
2020’de elektronik-otomatik bir yaşam içinde olabileceğimiz ihtimali kadar, elektriksiz toplumlar ihtimali de söz konusu…
Türkiye’deki beyaz atlı Mehdi beklentisi, Hristiyan âleminde beyaz atlı İsa beklentisiyle açığa çıkarken; Beyaz AT Pegasus takımyıldızında patlamış olan süpernova ışınımının insan beyinlerine 2002 civarında ulaşacağını söyleyenler var... (ne olurmuş mikrodalga ışınım gelirse!!! Biz ancak kafamıza odunla vurulursa bunu anlayan bir toplumuz; hem mikrodalga ışınım mutfaktaki fırını çalıştırır!!!)…
Uranüs ve Neptün’ün Kova’daki; Plüton ve Şiron’un Yay’daki konumları ve tesirleri Kova çağına giren Dünya’da çok çok önemli değişikleri beraberinde getirecek diyorlar...
Evet, buralarda bir şeyler naklediliyor; bir şeyler naklediyoruz sizlere…
Bu arada ömürler tükeniyor!..
Kimimiz, gideceğimiz yere inanıyor; ve oraya hazırlık yapıyoruz… Kimimiz de, vurup-vurup birilerini, sonuçta kendimizi kandırıp geçiyoruz!
Allâh, Allâh Rasûlü’nün anlayışından ve yaşam değerlerinden ayrı düşürmesin bizi!..
Ölüm ötesinde, telâfisi olanaksız olan, pişmanlıklarla azaba düşmekten korusun!
14.4.1999